“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyen Atanın 21. yüzyıl da ki askeri olarak, bu yazıyı yazarak şeref duyuyorum.
Bilim ve Teknik geniş kapsamlı bir tabir. Zaten tek bir yönden de incelendiğinde olmaz, her yönden incelemek lazım.
Herhangi bir ilmi inceleyip, uzay konusunu bırakmak olmaz. Bilim ve teknik her anlamda incelenmeli ve geliştirilmelidir.
Bizim ülkemiz bu konuya hem çok uzak, hem de çok yakın.
Çağın gerekliliğine göre artık o uzaklıkları yıkmalıyız. Bilim ve teknik artık bu yüzyıldan sonra refahımız için zorunluluk haline gelmiştir.
Bilim ve teknikten nasibini almamış, en ufacık zerresi bile bulunmayan ülkeler hala daha vardır. Ama geride kalan ülkeler var diye gelişmeyi bırakmak beyin dışı bir hareket olur. Teknolojinin zerresi olmayan ülkelere teknoloji gittiğinde o zaman fark edeceksiniz. Fark ettiğiniz de biz fazla yol kat edemediysek bizim de o ülkelerden farkımız kalmayacak.
Türk her zaman Türk’ü düşünmek zorundadır. Bu kainatın koyduğu bozulamaz bir düzendir. Komik komik ülkeler geri kaldı diye bizim de geri kalmamızı isteyenler, gitsinler orada yaşasınlar.
Türkiye bilim ve teknik konusun da ‘her şeye’ rağmen gelişecektir, gelişmek zorundadır.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, teminatı her şeyi olan Türk ordusu var oldukça bu böyle olacaktır. Savaşlar olmayacak diye silah teknolojileri üretmemek Türk ordusunun gelişmesini engellemektir. Bu propagandayı savaşı çıkarmayı planlayan devletler karşısında güçlü bir rakip görmemek için yaptırır.
Ayrıca dünyada büyük devletler diye tanımlanan ülkeler her geçen gün silah teknolojilerine bin katmaktadırlar. Madem savaşlar olmayacaksa neden bu kadar para harcayıp bu sektörleri geliştiriyorlar? Dağlara taşlara ateş etmek için mi?
Bilim ve teknik yönünden ilerlememek demek varlığımızın tehlike altında olması demektir.
Yabancı yapım mallara alışmış bir millet esir edilmenin eşiğinde olan bir millettir. Aynı zaman da bu zihniyet yeni şeylerin önünü kesmektedir. Yerli yapılacak her hangi bir ürüne zaten o ürünün yapılmışı var boşuna uğraşma demektir.
Böyle üretimlerde (telefon,tablet,bilgisayar,araba vs) ayakta kalmanız için dünya pazarına da çıkmanız gerekmektedir. Ancak dünya pazarına çıkma cesaretiniz yok diye yada bilinçli şekilde engelleniyor diye bu teknolojileri yapmamak ahmaklıktır.
Dünya pazarına çıkacak kadar başarılı ürün yaparsan ki yapılır her türlü o pazarda tutunursun. Diyelim ki büyük firmalar ezdi geçti tutunamadın. Sadece kendi ülkene satarsın. Peki bu sana ne kazandırmış olur? En azından vatandaşın parası yabancıya gitmez, hem de esir olunmuş bir teknoloji kullanmamış oluruz.
Biyoloji konusunda apayrı bir teknoloji sıçramasının eşiğine gidiyoruz. Ancak bizim ülkeden bu konuda ufak bir ses bile yok.
Bill Gates isimli şahıs gelişmesi daha tam olmamış bu bilim teknik kolundaki terörist faaliyetlerden rahatsızlık duyduğunu belirtiyor.
Ben de rahatsızlık duyuyorum. Benim duyduğum rahatsızlık farklı. Benim rahatsızlığım ülkemde bu tarz çalışmaların olmamasından ileri geliyor.
Fizik konusunda çok uç noktalara gidiliyor. Bu noktaların kavranması yeni bir teknoloji sıçramasını zorunlu kılacaktır. Kırk ışık yılı uzaklıktaki gezegenleri keşfetmek fiziğin büyük bir nimetidir. CERN fiziğin ekmeğini bol yiyen bir kurumdur.
Bizdeki duruma bakıldığında CERN’den çok ileride projeleri olan yüksek fizik mühendislerinin uçağı düşüyor. Daha o büyük değerlere sahip çıkıp, uçağı kontrol edemiyorken fizik alanında yenilik istemek aptallık olacaktır. Oysa fizik biliminin getirileriyle akıl almaz projeler yapılmakta ve çok büyük gelişmeler de yarınları beklemektedir. Bizim bu konuda beklentimiz ufak çaplı bir projenin çıkmasıdır.
Projelere destek verilmiyor olabilir, ama bu yapılmaması ya da yapılmayacağı anlamına gelmez.
Kimya alanında nükleer enerji, yeni nesil madenler filan derken çok büyük bir hazırlık, aşırı bir araştırma geliştirme(AR-GE) süreci vardır. Petrolün bitmesi gibi bir ihtimal bazılarına korkunç geliyor. Ancak yeni buldukları maddeler ve o maddenin rezervi olan ülkelerin kontrolüyle bu sorunu atlatacaklarını düşünüyorlar. Planlarındaki Türk kanadının başarısız olacağını bilip tedirgin oluyorlar.
Mesela bizim ülkemiz de toryum diye bir madde var ve rezervi de büyük. Bu maddeyi niye Türk milletine duyursunlar ki? Engellemek işlerine geliyor. Bu maddeye vakıf olan kişileri de suikastta kurban ediyoruz. Nasıl olacak da bu maddeyi işleyeceğiz? Mucize mi bekleyelim? Bence bekleyeceğimiz şey ufak projelerin çıkması olacaktır.
Ben size bir sürü bilim dalı sayıp ülkemiz dışında nasıl ve ülkemizde ne durumda olduğunu gösterebilirim .Ama bilinen ve belirgin olanları söylemeyi yeterli buluyorum. Çünkü diğerlerinde de sonuç hep aynı.
Teknik ismini yazıda kullandığımız için kısaca bahsederek kafada soru işareti kalmasını engelleyelim.
Teknik kısımda makine teknolojileri, elektrik-elektronik teknolojileri, otomasyon teknolojileri, bilgisayar teknolojileri gibi benzer alanlardan oluşuyor. Ancak bu kısım bilim kanadından farklıdır.
Çünkü bu kanat insan sayısı açısından oldukça yeterli sayıya ulaşmıştır. Bunun sebebi meslek liselerinde okuyan hayal gücü olan başarılı Türk evlatlarının olmasındandır. Bu kısımda kısa sürede dünya teknolojilerine yakınlaşacağımızdan şüpheniz olmasın. Nitekim bunun örneklerini savunma sanayisinde görüyoruz. Kaynak ve insan sayısı bu alan için oldukça umutludur. Ancak bu alanda yenilikçi fikirlere destek verilmesi gerekir.
Nereden verilmesi gerektiğini bilmiyorum(!) Ancak hayvanat bahçesi müdürünün başına geçtiği bir kurumdan olmayacağı kesin!
Acaba biraz da fizik meslek lisesi, kimya, biyoloji meslek lisesi gibi okullar mı açsak? Bu okullar da görev alabilecek öğretmen mi yetiştirsek? Bu alanda yenilikçi fikirlerimiz her zaman var ve hepte olacaktır. Türk milletinin gelişmesi ve kalkınması için her işe elimizi atacağız.
Bizi bu yolda yıldırmak isteyecekler, istihbarat faaliyetleri yürütecekler ya da birçok çeşit işler yapacaklar.
Bu kişilere alttaki resim ile cevap veriyorum.
Biz ruhumuzu şeytana satmadık ve satmayacağız. Ümitlerimiz kırık değil ve bizler yorulmuş değiliz. Bilakis ilk günkü gibi dinç ve heyecanlıyız. Tüm zorluklara rağmen bu gelişmeleri sağlayacağız. Türk ırkı hiç bir bilim ve teknik alanında geri olmayacak bu da bizim kurtuluşumuz olacaktır.
Aklımdaki çeşitli bilim ve teknik kollarının durumunu yazıp geleceğinden ve nereye gittiğinden bahsetmek isterdim. Ama yazının uzunluğu bunları engelliyor.
Biz bu işte ölmeye razı olanlardanız. Ölmekten korkup vazgeçenlerden değil. Birilerinin bu alan gelişmesi için cesaret göstermesi gerek. Şahsi menfaati uğruna bu cesareti göstermeyenler millet vicdanında idama mahkum kimselerdir.
Tanrı Türkü Korusun.