Ana Sayfa Genel Seçim ve Siyaset Üzerine

Seçim ve Siyaset Üzerine

4 Yorumlar 591 Görüntülenme

Her seçim dönemi yaklaştığında aynı teraneler, aynı muhabbetler, aynı saçmalıklar gündeme düşüyor.

Bu seferki seçim -tabiri caizse- eperken bir seçim olma niteliğini taşıyor.

Biz seçimi gelecek sene zannediyorduk fakat seçim tarihi pat diye iki ay sonraya alındı.

Türkçü olduğumuz için, işimiz de Türkçülerle olduğu için bizim de bu konuda bir şeyler dememiz lâzımdır.

Peki bir Türkçünün seçimdeki tavrı ne olmalıdır?

Yalnızca bu seçim için demiyoruz.Bütün seçimlerde Türkçülere düşen iş nedir?

Bizim siyasetimizin genellikle seçimlerden ibaret olduğu, onları seçme hakkına sonuna kadar sahip olduğumuzu fakat seçilme hakkımızın olmadığını biliyoruz.Çünkü hep diğer siyasîlerin istediği kişiler seçiliyor.

Seçilecek kimseler birbirine düşman gözüyle bakan zıt kutuplardır.Birisi iktidar, birisi muhalefet, başkası da tamamen vatan ve Türk milletine muhalefet etmektedir.

Türkçüler de bunların her türlüsüne, milleti kutuplaştıran, toplumun şirazesini bozan her şeye muhaliftir.

Türkçü, siyasete bakış açısında ‘Düşmanımın düşmanı dostumdur.’ ilkesini benimseyemez.Çünkü Türkçü hepsine karşıdır.

Karşı olduğumuz bir kimseye, bir partiye gidip oy vermemiz de abesle iştigaldir.

Türkçünün bir siyasî partiye karşı olması için de dünya kadar sebep vardır.

Bu yazı aslında, Türkçülerin siyasete karşı olmasına karşı çıkanlar için yazıldı.

Genellikle milliyetçi veya öyle addedilen çevreler tarafından sürekli, neredeyse her seçim dönemi vurgulanan belli başlı saçma düşünceler vardır.

Türkçülerin parti kurması gerektiğinden bahsedenler, Türkçülerin siyasete girmesi gerektiğini söyleyen düşük çeneler oldukça fazladır.

İşin bir de garip tarafı vardır.

Türkçüler siyasete girmeli, Türkçü parti kurulmalı, Türkçüler oy kullanmalı diyenlerin çoğunun yaşı, oy kullanmaya bile yetmiyor.

Demek ki biz bir günde siyasete atılsak onların desteğinden mahrum kalacağız.

Öyleyse siyaset olmadan ne yapacaksınız?” diyip bunu sırf soru olsun diye soranlara da gayemizin toplumu Türkçü yapmak, Türkçülüğün Türk milleti içinde intişarını sağlamak olduğunu bir kez daha hatırlatalım.

Bir de herkes, oy kullanmayı vatandaşlık görevi sayarak oy kullanmayı önermektedir.

Oy kullanınca vatandaş oluyoruz öyle mi? Peki siyasetçilerin seçim zamanından sonra vatandaşın yanına uğradığını, hâl hatır sorduğunu gördünüz mü?

Mesele bu kadar basittir.

“Türkçüyüm.” diyenler de yolbaşçımız Atsız Beğ’in bu konudaki fikirlerine, yazılarına iyi baksınlar.

Değerli vatandaşlarımız da siyaset tek kurtuluş reçetesi ise biz yıllardır neden istediğimiz sonuçlara ve amaçlara ulaşamadık bunu sorgulasınlar.

Bugün değil ama bir gün muhakkak Türk milleti, tek kurtarıcı fikir olan Türkçülük ile kalkınacaktır.

Tanrı Türk’ü korusun!

4 Yorumlar

4 Yorumlar

busra_10_yeis 26 Nisan 2018 - 11:06

Türkçü düşünceyi yaymak için halka hitap etmek gerekmez mi? Türkçü düşünceye sahip insanlar okuyorlar, öğreniyorlar. Fakat henüz bir fikir sahibi olmamış bir çok insan var. Bu insanlara Türkçülüğü anlatmak ve onları kurtaracak tek düşünce uğrunda nefer yapmak neden kötü olsun?

Cezmi Giray 26 Nisan 2018 - 20:21

Gayemizin toplumu Türkçü yapmak olduğunu söyledim.Onları kurtaracak düşünce uğrunda bir şeyler yapmak niye kötü olsun? Öyle bir şey demedim.

busra_10_yeis 27 Nisan 2018 - 08:53

Demek istediğim siyasetle insanları Türkçü yapabiliriz. Bu durumda siyaset faydalı olmaz mı?

kskbaskurt 27 Nisan 2018 - 18:38

İnsanlar iktidara geçmek için partiler kurarak çalışırlar. îktidara geçmek oy kazanmakla mümkün olduğu için oy sahiplerinin fikrini ve gönlünü almaya uğraşırlar. Bunu sağlamak için taviz verirler; propaganda yaparlar; kendilerini beğendirmeye çabalayıp bol bol da yalan söylerler. Hatta rakiplerine iftira attıkları da olur.
-Atsız

Yorum Yap