Küreselleşen dünyamızın 21.yüzyılda, teknolojinin de etkisiyle hızla değişim ve gelişim gösterdiğini görmezden gelemeyiz. Zira bunlar bir toplumun ve ülkenin kaderini doğrudan doğruya etkiler. Günümüzde bilgi ve iletişim hızının olağanüstü derecede olduğu su götürmez bir gerçektir. Her ne kadar bu hız bize normal gelse de, aslında büyük bir avantajdır.
Bundan 70-80 yıl önceye dönüp baktığımızda, bilgi ve iletişimin önemini görebiliriz. Hızla verilen emirler bir bölüğü, orduyu, hatta bir ülkeyi bile kurtarabilir. Tabii bu bilgi ve iletişimin hızı kadar güvenliği ve doğruluğu da önemlidir. Geçmişten günümüze teknolojinin gelişim hızı, her geçen gün daha da artmaktadır. Bu da çok kısa sürede, çok büyük ve köklü bir gelişimin olabileceğinin kanıtıdır. Gelişen hızın artmasına örnek olarak, telefonun icadı ile gelişimi arasındaki zaman farkı verilebilir. Bizler Türk milleti olarak, bu gelişim hızının her zaman üstünde olmalıyız.
Teknoloji ile ilgilenen kesimin büyük çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu aşikar. Gençlere teknoloji konusunda destek sağlamak ve eğitimler vermek bu konuda atılacak ilk adımlardır. Tabi bir bireyin sadece yeteneği, ülke için yararlı olmaya yetmeyebilir. Kişi ne kadar yetenekli olursa olsun, eğer içinde milliyetçilik duygusu yok ise beyin göçüne kurban gitmesi olağandır. Bu durumda gençlere her şeyden önce, milliyetçilik duygusu aşılanmalıdır. Hiçbir yeteneği olmayan bir milliyetçi bile , yetenekli ve yozlaşmış bir bireyden daha fazla ülkesine fayda sağlar. Milliyetçilik duygusunu aşılamak için, bireye ilk önce tarih bilgisi verilmelidir. Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır”. Türk milleti için yükselmenin hududu yoktur. Bu yükselmeyi sağlayan etken kuşkusuz milliyetçiliktir. Milliyetçilikle körüklenen teknoloji, Türk milletini zafere götürecektir. Bu iki unsurun sağlam temellere oturması ise bizim hedefimiz olmalıdır.