Siyasetçi nedir? Kimdir? Ne iş yapar? Nelerden hoşlanır? Neye inanır? Aklı fikri nerdedir? Sanatçı mıdır, zanaatkâr mıdır? İyi midir, kötü müdür? Hasta mıdır, sıhhatta mıdır? Hayattan memnun mudur? Yaradan’a şikâyeti var mıdır? Nerelerde yaşar? Ne yer? Ne içer? Kimlerle takılır? Tavla bilir mi? En çok hangi kafeye gider? Yâri ile hoş mudur? Hâli keyfi yerinde midir? Yaptığı iş yorucu mudur? Siyasetçilikte iyi para var mıdır?
Bunlar birçokları için merak konusu olabilir.Bu soruların hepsi olmasa da birçoğuna cevap verebiliriz.
Siyasetçinin ne demek olduğunu bilmek için evvelâ siyasetin ne olduğunu bilmek icap eder.
Siyaset, siyasetçinin uğraştığı önemli bir meslek dalıdır.
Ülkemizde doktorluktan daha çok para kazandıran bir meslektir.Yani o kadar önemli bir meslektir.Mesleklerin şahıdır.Bu yüzden siyaset ve demokrasiye tapanlar da yok değildir.
Peki bu siyasetçi tam olarak ne iş yapar? Bunca parayı nasıl kazanır? Hayat mı kurtarır da doktorlardan yüksek maaş alır? Bir şey mi öğretir de öğretmenlerin atanması onun iki dudağının arasındadır? Dağda mı çatışır da askere her sözünü geçirir?
Acep ne iş yapar bu sapsayın siyasetçiler?
Doğrusu, bilsek söylerdik.
Tam olarak ne iş yaptığı kimse tarafından bilinmeyen tek meslek siyasetçiliktir.
Gene de bildiğimiz şeyler az da olsa vardır.Siyasetçinin ne yaptığı tahmin edilemez bir şey değildir.
Meselâ siyasetçi, oldukça iyi konuşur ama öyle böyle değil…Hep konuşur.
Onun yaptığı sadece konuşmak da değildir.Konuşmamayı da becerebilir.Zira onun beceremeyeceği iş yoktur.O, bütün işlerin ve alanların uzmanıdır.
Onun için arada sırada el kaldırıp indirmek de en pratik iştir.
Anlaşılacağı üzere en kolay meslek siyasetçiliktir.Bu mesleğin tek sıkıntısı yorucu olmasıdır.O kadar el kaldırıp indirince tabii ki insanın kolu yorulur.
Birazcık insaf…
“Peki siyasetçinin en çok uğraştığı şey nedir?” diyeceksiniz.
Siyasetçinin asıl işinin ne olduğunu, sabahtan akşama kadar ne yaptığını merak edeceksiniz.
Oturmak…
Nereye?
Koltuğa elbette.
Siyasetçi, oturduğu yerden para kazanmasını bilen bir kimsedir.Bunu herkes yapamaz.Bunun için de bütün siyasetçileri tebrik ediyoruz.
Siyasetçiler gerçekten de zeki insanlardır.Onlarla ilgili merak konusu olan yukarıda da verdiğimiz bazı soruları cevaplandıralım.
Siyasetçi nelerden hoşlanır? Seçimlerden…
Neye inanır? Demokrasiye…
Aklı fikri nerdedir? Oydadır…
Sanatçı mıdır, zanaatkâr mıdır?
İkisi de kendisidir.
İyi midir, kötü müdür?
Tanrı bilir.
Hasta mıdır, sıhhatta mıdır?
Doktoru bilir.
Hayattan memnun mudur?
Koltuğu bilir.
Yalan söyler mi?
İnanan bilir.
Konforlu yerlerde yaşar.Mecliste upucuz bir menüyle yer içer.Karnını doyurur. Hâli keyfi seçimlerden sonra belli olur.
Sözün kısası, siyasetçi oyla çalışan bir makinedir.Oy at da çalışsın.Oy at da koltuğa yayılsın.Oy at da seçilip sevinsin gariban…
İşte siyasetçi genel olarak böyledir.Onlara karşı insafsızca yargıda bulunulmamalıdır.
Bilip bilmeden yorum yapılmamalıdır.
Bugünküleri pek sevmiyoruz ama sevdiğimiz siyasetçiler de vardır.Hattâ bir tanesini sevdiğimiz ve saydığımız kadar başka hiçbir siyasetçiyi öyle sevip saymadık.
O da Mustafa Kemal Atatürk’tür.O bu sevgi ve saygıyı hakkıyla almıştır, oyla değil.
O bir anda milletin sinesinde kurtarıcı bir bozkurt misali şahlanmıştır.Tek vasfı siyaset değildir ama siyasette millî çıkarlardan ve Türklükten başka bir şey düşünmemiştir.
Siyasetçi dediğin de onun gibi olmalıdır ama nerde?