Şeriat ilan eden 6 esrar bağımlısının gerçekleştirdiği olayda Fehmi Kubilay ve iki bekçi şehit olmuştur.
Başbakan İsmet İnönü
Sosyal Durum; kişi özgürlüğü az, ekonomik sıkıntıların artmış olduğu, halkın huzursuzluğunu ifade edemediği bir dönemdir.
Takrir-i sükûn kanununun baskıları Cumhuriyet Halk Fırkasına karşı hoşnutsuzluğa sebep oldu. Alkollü içkiler, sigara, şeker, tuz ve deniz nakliyatının devlet tekeline alınmış olması hoşnutsuzluğu arttırdı.
1928-1929 yılında, o dönemde devlet çiftçiden az mahsul alıyor. Arazi ve ağnam vergisi gibi vergileri ödemekte olan çiftçiler tefecilerden para alıyor.
Demir yolu inşasına yapılan harcamalar yüzünden hükûmet tarıma yeterince destek gösterememiştir. Halkla arası kopuk olan Cumhuriyet Halk Fırkası, halk istek ve düşüncelerini partiye aktaramıyor.
Cumhuriyet Halk Fırkası hakkında yolsuzluk ve suiistimal iddiaları artınca muhalif parti ihtiyacı doğmuştur. Kurulan parti Serbest Cumhuriyet Fırkasıdır.
Ekonomik sıkıntılar en çok Batı Anadolu bölgesini etkilediği için, partiye en çok destek buradan gelmiştir. Bunun farkında olan Serbest Cumhuriyet Fırkası Batı Anadolu’da bir gezi düzenlemiştir. İzmir, Alsancak Stadyumu’ndaki mitinge 50 bin kişi katılmıştır.
Ancak seçim süreci boyunca Serbest Cumhuriyet Fırkası mürteci olarak suçlanıyor. Mürtecilerin partisi olarak itham ediliyor.
Mürteci, gerici demektir.
Bu irtica eleştirilerinin sürekli olmasından dolayı Fethi Bey 17 Kasım 1930’da partiyi feshediyor.
Divanı Harp Tutanaklarına Göre Olayın Gerçekleştirilmesi
Bu olayı gerçekleştiren kişiler dört aylık hazırlık sürecinden sonra Manisa’da toplanıp olayı nasıl gerçekleştireceklerini ve olayda kullanacakları silahları nasıl tedarik edeceklerini planlamışlardır.
Divan-ı Harp’teki bu iddia doğru kabul edilirse hazırlık süreci Serbest Fırkanın kurulduğu Menemeni’de kapsayan Batı Anadolu gezisi dönemine rastlamaktadır.
Planlar yapılıp kararlar alındıktan sonra Giritli Mehmet, Giritli Şamdan Mehmet ve Sütçü Mehmet’ten oluşan grup “Piçakçı” olarak bilinen bıçakçı Mustafa tarafından çuval içerisinde verilen iki silahı da alarak Manisa’dan Paşa köyüne yola çıkmışlardır.
Paşa köyünde gruba dört kişi daha katılıyor. Kendi köyü olan Bozalan köyüne doğru ilerlerken olayın ciddiyetini anlayan bir kişi kaçıyor. Bunu gören Giritli Mehmet, diğerlerini ‘ölümle’ tehdit ediyor.
Altı kişi Bozalan köyüne varında Giritli Mehmet’in akrabaları ve köylüleri büyük destek veriyor. Giritli Mehmet, mehdiliğini burada ilan ediyor.
Bozalan köyünde bir hafta konaklamış ve sürekli esrar kullanmışlardır. 23 Aralık 1930 salı sabahı Menemen’e varmışlardır.
Esrar çekip Müftü Camii’ne gidiyorlar. İçlerinden birisi camideki yeşil bayrağı alıyor. Giritli Mehmet insanları dine davet ediyor. Giritli Mehmet yeşil bayrağın altında toplanmayanları tehdit ediyor.
Namazdan sonra belediye meydanına yola çıkıyorlar. Menemeni dolaşmaya başlıyorlar. Dolaşırken hükümetin söz sahibi olmadığını, herkesin dükkânları kapatarak kendilerine katılması gerektiğini ve büyün kuvvetin mehdi huzurunda olacağını söylemiştirler.
Camiden aldıkları yeşil bayrağı belediye binasının önüne dikiyorlar. Olay yerine gelen bölük kumandanı Yüzbaşı Fahri Bey, Giritli Mehmet’e ne istediğini sorar. Giritli Mehmet’te “Ben mehdiyim, şeriatı ilan ediyorum. Kimse bana mukavemet edemez, çekil” demiştir.
Fahri Bey, tepki göstermeden meydanı terk etmiştir. Bunun sonucunda Giritli Mehmet’in yanındaki insanlar cesaretlenmiş ve Giritli Mehmet’ten korkmaya başlamışlardır.
Fahri Bey bu davranışı yüzünden tutuklanmıştır. Emrine verilen acemi askerlerle birlikte destek için gönderilmiş olan Fehmi Kubilay, kısa süre sonra belediye meydanına ulaşmıştır. Emrinde bulunan yirmi altı askere süngü tak emri vermiştir. Belediye Meydanı’nda Giritli Mehmet’i yakasından tutup sarsarak dağılmalarını istemiştir. Esrarın etkisinde olan Giritli Mehmet, silahını ateşlemiş, Kubilay’ı ağır şekilde yaralamıştır.
Kubilay yere düştükten on – on beş saniye sonra toparlanarak Belediye Binası’na hareket etmiştir. Ancak bina kapalı olduğundan camiye yönelip, yaranın etkisiyle camii avlusunda bayılmıştır.
Şahitlerin ifadesine göre yirmi dakika camii avlusunda bu şekilde kalmıştır. Bu yirmi dakikalık süre içerisinde bin, bin beş yüz kişilik kalabalıktan, resmi görevlilerden, gerekse askerlerden yardım alamamıştır. Yirmi altı kişilik askerlerinden yardım alamamış olmasının nedeni Kubilay vurulduktan sonra tepki vermeden olay yerinden kaçmış olmalarıdır.
Giritli Mehmet bana kurşun işlemiyor diye cesaretlenmedi, çünkü askerlerin tüfeklerinden hiçbir mermi çıkmadı. Karşılık gösterilmemesi onları cesaretlendirmiştir.
Giritli Mehmet, yanındakilerle konuştuktan sonra yanına iki kişi alarak camii avlusuna gitmiştir. Orada canlı olan Kubilay’ın kafasını, gövdesinden ayırmıştır. Ayırmış olduğu başı belediye binasının önündeki yeşil bayrağın direğine takar.
Hasan ve Şevki isimli bekçiler, olayı görerek çatışmaya girmişlerdir. Askeri birliklerin olay yerine ulaşmasıyla bazıları öldürülmüş, kaçanlar kısa sürede yakalanmıştır.
Bekçi Hasan ve Şevki şehit olmuştur.
Olaydan iki gün sonra İzmir Valisi Kazım (Dirik) Paşa, Dâhiliye Vekâletine (İçişleri Bakanlığı) bir rapor gönderiyor. Kazım Paşa’ya göre olayın sorumlusu Nakşibendi Tarikatı’dır. Derviş Mehmet’i, Şeyh Hafız Hasan, Hacı Hakkı gibi Nakşibendi şeyhleri yönlendirmiştir.
Rapordan sonra Ankara’da 27 Aralık 1930 günü bir toplantı düzenleniyor. Toplantıdan bir gün sonra Mustafa Kemal, orduya taziye mesajı yayımlamıştır.
Atatürk’ün Kubilay’ın şehadetinin ertesi günü Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yayınladığı taziye mesajı.
Menemen’de ahiren vukua gelen irtica teşebbüsü esnasında Zabit Vekili Kubilay Beyin vazife ifa ederken duçar olduğu akıbetten Cumhuriyet ordusunu taziyet ederim. Kubilay Beyin şehadetinde mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmaları, bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hâdisedir. Vatanı müdafaa için yetiştirilen; dâhilî her politika ve ihtilâfın haricinde ve fevkinde muhterem bir vaziyette bulunan Türk zabitinin mürteciler karşısındaki yüksek vazifesi vatandaşlar tarafından yalnız hürmetle karşılandığına şüphe yoktur.
Menemen’de ahaliden bazılarının hataları bütün milleti müteellim etmiştir. İstilânın acılığını tatmış bir muhitte genç ve kahraman Zabit Vekilinin uğradığı tecavüzü milletin bizzat cumhuriyete karşı bir suikast telâkki ettiği ve mütecasirlerle, müşevvikleri, ona göre takip edeceği muhakkaktır. Hepimizin dikkati bu mes’eledeki vazifelerimizin icabatını hassasiyetle ve hakkile yerine getirmeğe matuftur.
Büyük ordunun kahraman genç zabiti ve Cumhuriyetin mefkûreci muallim heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey, temiz kanı ile cumhuriyet hayatiyetini tazelemiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.
Reisicumhur
Gazi Mustafa Kemal
30 Aralık 1930 günü Mecliste, şehit Fehmi Kubilay olayı konuşulup Menemen, Balıkesir, Manisa’da bir ay sıkıyönetim ilan edilmiştir.
Türk Ordusu her zaman gericilerin karşısına dikilecek, onların yakasından tutup sarsacak ve gerektiğinde imha edecektir. Bu uğurda şehit olmuşların yüce ruhlarını anarak, ordumuza ve medeniyetimize olan bağlılığımızı tazeleyelim. Onların şehit ruhları bizim varlığımızın bekçisidir. Türk Ordusu gerici ve irticacıları her zaman imha etmeye muktedirdir.
“Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. ”
Şehitlerimizin ruhları şad olsun.