Ana Sayfa Genel Mağcan Cumabayoğlu ve “Alıstağı Bavrıma” Şiiri

Mağcan Cumabayoğlu ve “Alıstağı Bavrıma” Şiiri

0 Yorum 4920 Görüntülenme

Kazak Türkleri’nin büyük şairi Mağcan Cumabayoğlu, şiirleriyle Türklerdeki millî şuuru uyandırmak istemiş ve Kazakeli’nin bağımsızlığı için mücadele etmiştir.

Yüreğinde duyduğu Türklük aşkı, şiirlerinde yalap yalap parıldamaktadır.

Kalbi yalnızca Türkistan Türklüğü için değil, aynı zamanda Türkiye Türkleri için de atmıştır.

Kurtuluş Savaşımız esnasında yazdığı “Alıstağı Bavrıma” adındaki destansı şiiri, bütün Türklerin ve bilhassa Türkçülerin bilmesi lâzımdır.

Bunun için “Alıstağı Bavrıma” şiirini ve şiirin Türkiye Türkçesi’ne aktarımını paylaşmayı gerekli gördüm.

Alıstağı Bavrıma

  1. Alısta avır azap şekken bavrım
    Kuvargan bayşeşektey kepken bavrım
    Kamagan kalın javdın ortasında
    Köl kılıp közdin jasın tökken bavrım
  2. Aldındı avır kaygı japkan bavrım
    Ömrince jafa körgen jattan bavrım
    Tüksiygen yüregi tas javiz jandar
    Tiridey terin tonap jatkan bavrım
  3. Apırmay emes pe esi altın Altay
    Anamız bizdi tapkan; asav tayday
    Bavrında jürmep pedik salıp oynak?
    Jüzimiz emes pe edi jarkın ayday
  4. Alalı altın saka atıspap pek?
    Tebisip bir tösekte jatıspap pek?
    Altayday anamızdın ak sütinen
    Birge emip, birge demin tatıspap pek?
  5. Altaydın altın küni erkeletip…
    Kelgende jolbarıs bop, jana er jetip.
    Ak teniz, Kara teniz arjagına
    Bavrım meni tastap kaldın ketip!
  6. Men kaldım jas balapan, kanat kakpay
    Uşam dep umtılsan da damıl tappay
    Jön silter, jol körseter jan bolmadı
    Javız jav koysın ba meni endi atpay?
  7. Korgasın jas jürekke oğı battı
    Künesiz taza kanım suvday aktı
    Kansırap elim kurıp esten tandım
    Karangı abaktığa berik japtı
  8. Körmeymin keçe jürgen kır, saydı da
    Kündiz kün, tünde kümis aydı da
    Ardaktap, çin jibektey orayga orap
    Ösirgen altın anam Altaydı da
  9. Apırmay, ayrıldık ba kalın toptan
    Şayılıp kaytpaytuğın javgan oktan
    Türiktin jolbarıstay jüreginen
    Şını men korkak kul bop javdan bukkan?
  10. Şark urıp erkke unıtılgan türik jannı
    Şını men avırdı ma bitip halı?
    Ot sönip jürektegi, kurıdı ma
    Kaynagan tamırdağı ata kanı?
  11. Bavrım! Sen o jakta, men bu jakta
    Kaygıdan kan jutamız. Bizdin atka
    Layık ba kul bop turiv, kel keteyig
    Altayga, ata mirası altın takka

Uzaktaki Kardeşime

  1. Uzakta ağır azap çeken kardeşim!
    Kurumuş lale gibi çöken kardeşim!
    Etrafını sarmış düşman ortasında
    Göl kılıp göz yaşını döken kardeşim!
  2. Önünü ağır kaygı örtmüş kardeşim!
    Ömrünce yaddan cefa görmüş kardeşim!
    Hor bakan,yüreği taş,kötü düşman
    Diri diri derini soymuş kardeşim!…
  3. Ey pirim! Değil miydi altın Altay
    Anamız bizim?Bizlerse birer tay,
    Bağrında,yürümedik mi serazat?
    Yüzümüz değil miydi ışık saçan ay?
  4. Alaca altın aşık atışmadık mı?
    Tepişip bir döşekte yatışmadık mı?
    Anamız olan Altay’ın ak sütünden
    Beraber emip beraber tatışmadık mı?
  5. Altay’ın altın günü nazlanarak
    Gelende,sen pars gibi bir er olarak,
    Akdeniz,Karadeniz ötelerine,
    Kardeşim,gittin beni bırakarak!…
  6. Ben kaldım yavru balaban,kanat açamam,
    Uçam diye davramsam bir türlü uçamam,
    Yön bulduran,yol gösteren can kalmadı;
    Yavuz düşman koyar mı şimdi beni vurmadan?
  7. Kurşunlar genç yüreğime saplandı,
    Günahsız taze kanım su gibi aktı;
    Kansız kalıp,kuruyup bayıldım,
    Karanlık mahbese sıkıca kapattı.
  8. Görmüyorum artık gece gezdiğimiz kırı,ovayı,
    Gündüz güneşi,gece gümüş nurlu ayı;
    Nazlı nazlı ipek kundaklara sarmalayıp
    Bizi büyüten altın anam Altay’ı
  9. Ey pirim!Ayrıldık mı ulu bütünden?
    Dağılmayıp yılmayan yağan oklardan
    Türk’ün pars gibi yüreği varken
    Gerçekten korkak kul mu olduk sinip düşmandan?
  10. Kudretli olmak isteyen Türk’ün canı
    Gerçekten bitap düşüp kalmadı mı hali?
    Yürekteki ateş söndü mü,kurudu mu,
    Damarında kaynayan atalar kanı?
  11. Kardeşim! Sen o yanda,ben bu yanda,
    Kaygıdan kan yutuyoruz,bizim adımıza
    Layık mı kul olup durmak,gel gidelim
    Altay’a, ata mirası Altın tahta

 

Ho Amca’ya, Lumumba’ya, Gevara’ya, Allende’ye şiirler (!) yazan serseriler şüphesiz Mağcan’dan duygulanmazlar ama Türk soyunun çocukları bu mısralarla içlerinde Altaylar’ın özleyişini yanık yanık duyarlar.

Üzülmesinler!

Nasıl olsa günün birinde Altaylar’da millî tören yapılacaktır!..

Hüseyin Nihâl ATSIZ
(Ötüken, 9 Ekim 1973, Sayı: 118)

0 Yorum

Yorum Yap