Kendimce toplumsal olayları ve devletin izlediği politikaları yorumlarken aklıma bir konu takıldı. Yıllardır terör örgütleri ile mücadele(!) ediyoruz, peki bizim bu konudaki tavrımız nedir? Devletimizin bu konudaki vizyonu ne olmalıdır?
Öncelikle terörle mücadelede vizyonun ne olması gerektiğini açıklayalım.
Bir ülkede terörle mücadele vizyonu bulunacaksa; bu vizyon, ülkenin her bölgesinde yaşayan insanların kendilerini güvende hissetmesini ve devletin yanında bulunmasını sağlamak olmalıdır.
Yani batıda olduğu gibi güneydoğuda da yaşayan bir insanın, kendisini güvende hissetmediğinde veya hayatının tehlikede olduğunu düşündüğünde, jandarma-polis gibi kolluk güçlerini arayabilmeli ve oraya müdahale edilebilmelidir. Hatta vatandaş bu tehditi hissetmeden evvel, devlet istihbarat kurumları aracılığıyla bu problemi öğrenmeli ve ortadan kaldırmalıdır.
Siz devlet olarak vatandaşınıza bu güvenliği sağlayamaz, bir de bölgeyi terör örgütlerinin fiili kontrolüne bırakırsanız, bu konuda vatandaşı asla suçlayamazsınız.
Mafyalar bile mantıkla hareket eder, güvenlik zaafiyetini hisseder ve oraya çöker. Bu kadar literatürün yeterli olduğunu düşünerekten, ülkemizin mücadele sürecindeki “köy boşaltmaları” hadisesine giriş yapıyorum.
Terörle mücadele tarihimizde daha eski isyanlarla da bilindiği üzere, başta Tunceli olmak üzere birçok bölge boşaltıldıktan sonra, 1950’li yıllarda dolmuştu. Daha sonra devlet 1990’ların başından itibaren biraz da İngilizler’in Malezya’daki komünistvari eylemlerle mücadelesinden esinlenerek bu işe girdi. Bazı yerlerde halk, terör örgütü PKK’nın zulmünden ve katliamlarından dolayı bölgeyi kendileri terk ederek güvenli bulduğu bölgelere göç ediyordu. İşin aslını ararsanız, devletin bu uygulamasının nedeni; ekonomik kriz içinde, yetersiz teçhizat ve eğitimli asker ile meseleyi çözememesiydi. Söylenen mantık ise şuydu; balığı sudan çıkartırsan ölür. Yani halktan lojistik destek alamayan ve arkasına saklanamayan terörist yok olur. Ama öyle olmadı. Boşaltılan köylerden ilçe ve şehirlerin dış kuşaklarına sığışan halk ilerde PKK’nın asıl dayanağı oldu…