Şeyh-ül Müverrihin yani tarihçilerin şeyhi ya da tarihçilerin kutbu olarak bilinen Halil İnalcık 7 Eylül 1916 İstanbul Doğumludur. 2016 yılının bir 25 Temmuz günü ise bir asırlık koca çınar aramızdan ayrılmıştır.
Halil İnalcık, Osmanlı Tarihi açısından dünya üzerinde kuşkusuz otorite olarak kabul edilen bir isimdi. Hatta böyle olan nadir isimlerden biriydi. Ancak kendi öğrencileri dâhil olarak, Türk milleti değerini bilemedi. Yazdığı o muhteşem eserler kana kana okunmadı.
Yirminci yüzyıl sona ererken Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezi (Cambridge International Biographical Center) Halil İnalcık’ı, dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2000 bilim adamı arasında göstermiştir. İnalcık; Türk, Amerikan, İngiliz, Sırp ve Arnavutluk akademilerine üye seçilmiştir.
Onu elbetteki kendi gözümüzden de yazacağız ancak onun hakkında Immanuel Wallerstein’in sözlerini aktararak dünya çapında Halil İnalcık nasıl görülüyordu, görmenizi isteriz.
Immanuel Wallerstein Amerikalı bir sosyal bilimcidir. Ben kendisini Soğuk Savaş ve Üniversite adlı eser ile tanıdım. Onun dışarıya bıraktığı izlenimin yansıması olarak şöyle söylüyor;
“Bugün dünya üniversitelerinde Halil İnalcık okunuyor ve okutuluyor. Onu dar anlamda bir “tarihçi” olarak düşünmek elbette yetersiz kalır. Bizzat tarih disiplinine şekil vermiş, kendi metodolojisini ve bilgi birikimini tarihçilik mesleğine kazandırmış bir kişi olarak İnalcık, bilim çevrelerinin üzerinde uzlaştığı seçkin bir isimdir. İnalcık ekolüne mensup yüzlerce öğrenci, sadece birincil kaynakları kullanma, belge ve arşivleri inceleme yönünden değil modern anlamda tarihe sosyo-ekonomik ve kültürel birçok cepheden bakabilme becerisini ondan öğrenmiştir. Yeni kuşak tarihçiler, Akdeniz, Osmanlı ve Balkan tarihi üzerindeki birçok yanlışın tashih edilmesini ona borçludur. Kitapları, sayısız makale ve ansiklopedi maddeleri, sosyal bilimciler için göz kamaştırıcı bir hazine mahiyetindedir. Halil İnalcık, bu sahanın en seçkin uygulayıcılarından biri. Dünya bilimine katkıları su götürmez. Çabalarının hedefi haline gelmiş konu üzerinde bize sadece tefekkür etmek düşer.”
Baba tarafından Kırım Göçmenlerinden olan Halil İnalcık Atatürk’ün kurduğu Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde okudu. Lisede de Sivas öğretmen okulunda bulunan Halil İnalcık’ın Edebiyat öğretmeni Abdülbaki Gölpınarlıydı. Üniversite de ise önemli isimlerden ders aldı. Bu isimler Fuat Köprülü, Şemsettin Günaltay, Muzaffer Göker, Yusuf Hikmet Bayur’dur. Fuat Köprülü’nün üzerinde bıraktığı etki ile meslek yaşamı boyunca kendisine örnek aldı. Fuat Köprülü ve Ömer Lütfi Barkan hakkında şöyle diyordu:
“Köprülü ve Barkan yazıları bize ilham kaynağı olmakta idi. Tarihçi şahsiyetim üzerinde, hiç şüphesiz bu iki yazarın belirgin bir etkisi vardır.”
Tanzimat ve Bulgar Meselesi adlı teziyle doktor oldu. İnalcık’ın İstanbul arşiv belgelerinden derleyerek hazırladığı bu çalışması, Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı. Belgelere dayanarak hazırlanmış bu tez büyük ilgi uyandırdı. Öyle ki o sırada dekan olan Enver Ziya Karal’ı Bulgar elçiliğinden bir heyet ziyaret etti ve bu tezin Bulgar tarihine yaptığı katkılardan dolayı tebriklerini sundu.
15 Aralık 1943’te Viyana’dan ‘Büyük Ricat’e Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı unvanlı teziyle doçentliğe atandı.
2 Haziran 1952’de Viyana Bozgun Yıllarında Osmanlı-Kırım Hanlığı İşbirliği teziyle profesörlük pâyesi aldı.
İnalcık, tarihçilik anlayışını Fransız Annales ekolü doğrultusunda tanımlar ve çalışmalarını temelde bu bağlamda sürdürür. UNESCO’nun çıkarmayı tasarladığı “Dünya Tarihi” adlı kitapta kendisine görev verilmesi, onun tarihçiliğine olan uluslararası saygının bir işareti hatta aynası olarak görülebilir.
Dil konusu da onun Tarihçiliği için şüphesiz somut bir etken olmuştur. İngilizce, Almanca, Fransızca’yı çok iyi okuyabilen İnalcık, Arapça ve Farsça’yı da kullanabiliyor ve bir sözlük yardımıyla okuyabildiği diller arasına İtalyanca’yı da katabiliyor.
1986’da Amerikan Akademisi’ne, 1993’te British Academy’e üye seçilerek ne kadar seçkin bir kişi olduğunu göstermiş oldu. Kendisinin de yetiştiği Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde 30 yıl görev yaptıktan sonra emekli olmuş ama işi bırakmamış çeşitli yerlerde de işini sürdürmüştür.
1972’de Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde emekli olduktan sonra 20 yıl Amerikada (1972-1992) çalışmıştır.
Birçok ödülü ve başarısı bulunan Halil İnalcık, Türk Gençlerinin yüreğinde bir örnek kişidir.
25’den fazla kitabın 300’ü aşkın makalenin sahibi olan Halil İnalcık, Tarih alanında hiç şüphesiz bir başarıya sahiptir.
Tarihçiliğini, eserlerini, makalelerini biz bu satırlarda değerlendirmek isterdik ama sanıyorum ki aşağıda paylaşacağım kısa anlatı bunun için yeterli olacaktır.
İstanbul Darülfünun’un kapatılıp ertesi sene İstanbul Üniversitesi açılıyor. Kapatılmasının sebebi oradakilerin iş sözleşmesi fes oluyor. Yeni kadro kurulurken Fuat Köprülü konusunda kararsız kalınıyor. Çünkü kendisi lise mezunu ama Rus Bilimler Akademisi üyesi. Birisi imtihan edelim demiş. Bu soruya karşı üstad İbnülemin Mahmut Kemal İnal şöyle demiştir.
“Edelim, edelim de imtihanı kime yaptıracağız ?” Bizde tabi kendimizi bir yere koymayarak Halil İnalcık’ın mesleği açısından değerlendirilmesini isteriz. İsteriz, isteriz de onu kim değerlendirebilecek?
Şüphesiz değerlendirme işi normal tabiatıyla eş ya da daha üstün kişilerin daha alttaki ya da eşit olgular hakkındaki fikridir. Bizim milletimiz onun gibi yetişmiş adama hasrettir. Yaptığı işlerle de şüphesiz çok büyük işler başarmıştır. Öğrencilerinin de onun tırnağı kadar olmasını diliyoruz.
Bu büyük adamın yaptıklarının ışıkları elbette bir kaç tutam da bizim üstümüze düşmüştür.
Ruhu şad olsun.