Bugün ilmine, bilimine, sanatına, teknolojisine ve hatta kültürüne heveslenip birçok alanda örnek aldığımız ya da almaya çalıştığımız Batı ya da başka bir deyişle Avrupa, sahip olduğu bu özellikleri Müslüman Türk alimlerinden öğrendiler. Kendilerini sürekli olarak çok modern ve çağdaş gösterip Türkler’i ve Müslümanları her fırsatta aşağılayarak küçük gösteren Avrupa birçok önemli kültürü biz Türklerden öğrenmiştir.
Tarihte ilk defa atı ehlileştiren, bir binek hayvanı ve savaş aracı olarak kullanan Türkler, bu üstünlükleri sayesinde binlerce kilometrelik alanları bir anda geçmişler ve pek çok yere sahip olma imkanına kavuşmuşlardır. Türkler atı yalnızca savaş meydanlarında değil günün her anında kullanıyorlardı. Hatta bazı tarihçilerin kaynaklarında Türk insanının gün içinde attan hiç inmediği ve birçok insanın da at üstünde uyuduğunu yazar. Türk milleti atı kullanarak düşmanından kat ve kat hızlı olmuştur. Yavuz Sultan Selim geçilmez denilen Sina Çölü’nü 13 gün gibi kısa bir sürede geçmiş, yaklaşık 100 yıldır yağmur yağmayan çöle ordunun geçiş sırasında yağmur yağmıştır. Yıldırım Bayezid atı sayesinde yıldırım gibi hareket etmiştir. Özellikle Türklerin vazgeçilmez olan Turan Taktiğinin savaşlarında kullanılmasını at , oldukça basitleştirmiştir. At ve öküzler tarafından çekilen arabalarıda evvela Türkler icat etmiştir. At gibi çok önemli bir aracı çok medeni Avrupa Türkler’den öğrenmiştir.
Fatih Sultan Mehmet’in muhteşem askeri zekasıyla tamamen çizimlerini kendisinin yaptığı havan topu İstanbul fethi sırasında kullanılmış olup şehrin alınmasında çok önemli rol oynamıştır. Avrupalılar havan topunuda yine Türklerden öğrenmiştir.
Benim en çok hoşuma giden ise Avrupalıların yıkanmayı ve temizlik kültürünü Türkler’den öğrenmesidir. Aslında bu Türklerin Avrupalılar’dan gerçekten ne kadar daha medeni ve insani olduğunun göstergesidir. Fransa’nın 72 yıl gibi çok uzun bir süre kralı olan XIV. Louis’in ömründe iki veya üç defa yıkandığı yazmaktadır. Avrupa’da Ortaçağ ve öncesinde tuvalet kültürü yoktu. İnsanlar evlerinde ihtiyacını yapıp sokağa atardılar, atmadan öncede ” halt ! ” diye bağırarak yoldan geçenleri uyarırdılar. Yollar yürünemeyecek derecede pis olduğundan topuklu ayakkabı ve pis koku yüzünden parfüm yine Fransa’ da ortaya çıkmıştır.
Yazımda İstiklal şairimiz Mehmet Akif’in bir şiirini paylaşmak istiyorum.
Kim demiş Avrupa insanı medeni?
Ne edep var ne haya, çırılçıplak bedeni!
Eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni;
Desenize hayvanlar bizden daha medeni!
Bugün parmak ile gösterdiğimiz yere göğe sığdıramadığımız çok çağdaş ve modern dediğimiz Avrupa pantolon ve ceket giymeyi de Türkler’den öğrenmiştir.
Türkler 5000 yıllık tarihi boyunca tüm dünyaya her türlü konuda dersler vermiştir. Türk istediğinde başaramayacağı, diz çöktüremeyeceği hiçbir şey yoktur. Avrupa bile bugün sahip olduğu sayısız değeri biz Türkler’den öğrenmiştir. Yazımı ulu önderin bir sözüyle bitirmek istiyorum.
” Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur ”
