Yıl : 1944.
Atsız, devletin önemli kurum ve kuruluş kadrolarının komünistlerce doldurulduğunun farkındadır. Kadrolaşan komünist gruplarına karşılık Gök Bilge, Başbakan Şükrü Saraçoğlu’na 1 Mart ve 1 Nisan tarihlerinde iki adet açık mektup yazmıştır.
Bu mektuplarda, devletin kadrolarına Komünistlerin yerleştirildiği ve eğitim kurumlarında komünizm içerikli yazıların okutulduğunu belirtir. Aynı zamanda mektuplarda Hasan Ali Yücel ve Sabahattin Ali’de suçlanmaktadır. Bunun üzerine Sabahattin Ali, Atsız Bey’i mahkemeye verir. İlk mahkeme 26 Nisan tarihinde başlar. Mahkeme salonu Türkçü gençler ile dolar taşar. Lakin dava 3 Mayıs gününe ertelenir.
Hasan Âli Yücel ve Sabahattin Ali
Tarih: 3 Mayıs 1944.
Adliye, 26 Nisan’daki kalabalıktan çok daha büyük bir toplulukla karşılaşır. Binlerce Türkçü, Ulus Meydanı’na doğru yürüyüşe geçer. Türkçü gençler, Şükrü Saraçoğlu ile görüşmek ister, lakin İnönü Hükümeti’nin emri ile kimisi dövülür, kimisi tutuklanır. Bu sırada Atsız, gözaltına alınıp ardından tutuklanır.
Bu tutukluluk süresinde Atsız ve beraberindekiler, Tabutluk ismi verilen, tek kişinin zorla sığabileceği, lağım sularının sızdığı hücrede işkenceler görmüş ve aç bırakılmıştır. Bunca şeye rağmen Atsız asla davasından taviz vermemiştir. Bir buçuk yıl kadar süren işkencelerin ardından Atsız, Askerî Yargıtay tarafından 23 Ekim 1945 günü tahliye edilmiştir.
Tabutluk
3 Mayıs bir bayram değildir, zira kutlanacak olaylar yaşanmamıştır. 3 Mayıs, Türkçülük fikrinin eyleme dönüşme noktasıdır. Bu yüzden 3 Mayıs Türkçüler Günü’dür. Günümüzde 3 Mayıs’ı, Türkçülükle değil de kendi fikirleriyle bağdaştırmaya çalışanlar, geçmişte verilen tavizleri unutmasınlar. Günümüzde Türkçülere hâlâ kin beslenmektedir. 3 Mayıstan bu yana, Türkçülere yapılan bu adaletsizliklerin hesabı, günü gelince elbet sorulacaktır. Yazımı Tayma’dan bir alıntı ile bitirmek istiyorum.
3 Mayıs 1944 günü yargılanmakta olan kişi, Hüseyin Nihâl Atsız’dır.
Dava, Sebahattin Ali’nin Atsız’a açmış olduğu hakaret davasıdır.
Atsız, “Türkçüler Günü” diyorsa, o günün adı “Türkçüler Günü”dür.
Atsız ırkçıysa, o gün ırkçıların günüdür.
Atsız Turancıysa, o gün Turancıların günüdür.
Atsız, bu davaların ikisinin birbirinden ayrılmaz olduğunu ve birini inkâr edenin diğerinden de men olacağını söylüyorsa, öyledir.
Sen, bu görüşlerin hiç birine katılmamakta özgürsün.
Cinsiyetini değiştirmekte bile özgür olduğun bir ülkenin vatandaşısın.
Senin paşa gönlün bilir…
Atsız’ın hatırasıyla cinsiyet değiştirmen ne kadar mantıksızsa, başka fikirlerin adamı sıfatıyla 3 Mayıs anman da o kadar mantıksızdır.
Kendine başka fikir bulmakta özgür olduğun gibi, başka gün bulmakta da özgürsün.
Türkçüler Günü’ne, Türkçü olmayan tavırlarla kendini yamaman, seni Diyanet’in iftar sofrasına oturmuş kilise papazı durumuna düşürür.
Kendinize ve çevrenize karşı samimi olun.
Lütfen…
-Caner KARA
