Oğuz Kağan
Oğuz Kağan ya da Oğuz Han, Türklerin destanında kutsal ve çok önemli bir yer kapsayan destansı bir karakterdir.
Destansı bir karakter olmasına rağmen duygusal olarak, -özellikle de oğuzlar- Oğuz Han’a çok bağlıyız. Destan, edebiyatın önemli parçasından birisidir. Yazılı ve sözlü olarak ikiye ayrılmakla beraber bizdeki tüm örnekleri sözlü gelenekle oluşmuştur. Sonradan yazıya geçilmesi oluşturulduğu şekli değiştirmez.
Türklerin sözlü geleneğinin kuvveti dolayısıyla destanlar bizde böyle oluşmuş ve destanın tarihi niteliği incelerken de işler biraz zorlaşmıştır. Buna en iyi örnek destanın yaşadığı dönemi ve tarihsel gerçekliklerin aranması konusudur.
Böyle bir zorluk içinde Oğuz Han ve oğuz isminin kökenine değineceğiz. Ayrıca nasıl oğuz kelimesi haline geldiğini ve Oğuz Han destanındaki tarihsel gerçekliklere değineceğiz.
Oğuzların ok kelimesinden türediği ok+(u)+z halinden geldiği etimolojik açıdan kabul edilmiştir.
Ok kelimesi ilk dönem Türk Tarihinde siyasi gücünü kazanmış boy anlamı taşımaktaydı. ‘Z’ kelimesi eski Türkçede ki çoğul eklerinden birisidir.
Ok+(u)+z ifadesi siyasi gücünü kazanmış boy manasına karşılık gelmektedir. Dokuz Oğuz ve On Ok gibi ifadelerde de bu kelimenin çoğul halini alarak On Oklar ve Dokuz Oğuzlar şeklinde göründüğünü anlamaktayız.
O yüzden oğuz kelimesi kabileler veya boylar anlamına gelmektedir.
Oğuz kelimesinin büyük bir grubu ifade ettiğinde ise halk anlamına geldiği, Oğuzlar yani halklar şeklinde tüm Türk boylarını ifade ettiği bize bazı çağrışımlar yaptırmaktadır.
Hun kelimesi “insan” anlamına gelmektedir.[1]
Hun ve Oğuz kelimesi tarihsel süreçte çoğunluktaki Türk boyunu ifade eden çoğunluk belirtici bir kelime olması ikisi arasındaki bağı bizlere göstermektedir.
Hunlar, insanlar anlamına Oğuzlar ise kabileler, boylar ve yahut halklar anlamı Türklerin çoğunluk grupları belirtmede bazı isimler kullandığının tarihsel süreçte en iyi örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Yazımızın devamında bahsedeceğimiz üzere Türklerin dönem dönem farlı çoğunluk grubu belirtici isim örneklerinden de bahsedeceğiz.
Kaynaklardaki En Eski Boy Grubu: Ting-Ling’ler
Ting-Linglerin Mo-Tun devrinden önceki durumları hakkında kaynaklarda bilgi yoktur. Ancak tabii ki diğer boylar gibi bunlar birden bire ortaya çıkmamışlardı. Tarihin bilinmeyen karanlık devirlerinden Büyük Hun İmparatorluğu’nun kuruluşuna kadar varlıklarını sürdürüyor olmalı idiler. [2]
Araştırmacılarının çoğunluğunun ifade ettiği üzere Kao-ch’e ve Töles boyları, Ting-Ling’lerin devamı olduğudur.
Töles boyları hakkında kaynaklarda geçen ilk cümle “Bütün boyların genel adı” şeklindedir.
Anlaşılan o ki Ting-Ling’ler, Kao-ch’e, Töles ve daha sonra bahsedeceğimiz Türgiş gibi boy isimleri Türklerin çoğunluk boy ismi olduğu Oğuz ifadesinin de bu ifadelerle aynı görevi gördüğü ortadadır.
Ting-Ling’lerin Batı Grubu: Ogurlar
Tarihi kaynakların ışığında Ting-Ling’lerin batı grubundan çıktıkları anlaşılan Ogurlar, Doğu Avrupaya göç etmeden önce üç ayrı kütle halinde yaşıyorlardı. Büyük ihtimalle birinci kütle On Ogurları, ikinci kütle Otuz Ogurları, üçünkü kitle ise Dokuz Ogurları meydana getiriyordu.
Ok kelimesinden türeyen boyların çoğunluğunu ifade eden başka bir örnekle karşı karşıyayız. Bu kelime aynı zamanda Doğru Avrupa sahasında erken dönem Oğuz söyleyişinin ilk hali olarak da değerlendirilebilir. Avrupa Hunlarının idaresine katılan Ogurlar, daha sonra karışık anlamına gelen Bulgar adıyla anılmaya başladılar. Burada da üç kütle halinde yaşamaya devam ettiler. Bazı gruplar çeşitli devletin organizasyonu altına girdilerse de doğudaki Ogur grupları (Otuz Ogur ve On Ugurlar) ise Büyük Bulgarya (Magna Bulgarya) adı verilen devleti kurdular.
Ogur kelimesinin de çoğunluğa karşılık gelen bir ifade olduğunu belirttikten sonra karşımıza Bulgar ifadesi çıktı. Bulgar ifadesi de karışık anlamına gelmekle beraber çoğunluk boy gruplarını isimlendirmekte kullanılmıştır.
Türklerde bilinen ilk dönemden günümüze kadar boyların genel ismi olması Tarihsel süreçle sabit olup, kanıtları ortadadır. Oğuz Kağan destanındaki Oğuz da böyle bir kelimedir.
Ting-Ling’lerden sonra Kao Ch’e Boyları:
Ting-Ling’lerin sonraki devirlerdeki açıkça anlaşılan Kao-Ch’e boyları bizim yazımızda ifade ettiğimiz gibi boyların genel bir adı işlevini görmektedir.
Burada önemli bir diğer nokta ise Oğuz Kağan Destanındaki Kanglı boyuyla bağdaşıklığıdır.
Kao Ch’e Çinçede Yüksek Arabalı anlamına gelmektedir. Ayrıca Oğuz Kağan destanında araba yapıp ganimeti taşımalarıyla Kanglı boy ismini aldıkları rivayet edilen bir topluluk vardır.
Ayrıca kağnı ismi yapılan arabaların özel ismi olup bize tarihsel süreçteki birlikteliğe işaret etmektedir. Günümüzde ki kağnı ismi Kanglı boyunun yaptığı arabalardan kaldığı açıktır. Çinlilerin Yüksek Arabalı yani Kao Ch’e şeklinde kaynaklara kaydetmeleri anlam bakımında bütünlüğe işaret etmektedir.
Oğuzlar Yolunda Giderken: Tölesler
Tölesler yukarıda da zikrettiğimiz gibi “Bütün boyların genel adı” şeklindedir. Kendisinden önce bu fonksiyonu icra eden isimlere yukarıda değinmiştik. Kaynaklardan Kao Ch’elerden geldiği açıkça anlaşılmaktadır. Aynı netlikte de Kao Ch’eler için Ting-Linglerin devamı olduğu vurgulanmıştır.
Göktürklerden Sonraki Türk Devleti: Uygurlar
Göktürklerin tarih sahnesinden çekilmesinden sonra kurulmuş bir Türk devletidir. 2. Gök Türk devletine dokuz oğuzlarla beraber bağlandığı kaynaklarda geçmektedir. Göktürk devletinden sonraki dönemde Dokuz Oğuzlara Uygurlarında katılmasıysa On Uygur yani on müttefik kabile adıyla anılmışlardır.
Dokuz Oğuz boyları ise şunlardan oluşuyordu: Bu-gu, Hun, Bayırku, Tongra, Ss-schie(İzgil), Ch’i-pi, A-pu-sse, Ku-lun-wu-ku, A-tie(Ediz).
Ayrıca Oğuz Kağan destanının Uygur varyantının olması çok açık bir şekilde destanın önceki dönemlerde oluşmaya başladığını göstermektedir.
Türgişler Ve On Oklar
Türgişler de yukarıda belirttiğimiz gibi çoğul boy gruplarına verilen isimlerden bir tanesidir.
Burada On Ok kavramı üzerinde durmak gerek. Ok kelimesinin siyasi gücünü kazanmış boy anlamını taşıdığını ifade etmiştik. Bunun ilk örneği de On Ok’lardır. 634 Yılında Batı Gök Türk hanedanından Işbara, ülkesini on boya bölmüş, her bir boya birer ok verilmiştir. Böylece o boylar On Ok şeklinde anılmıştır.
On Ok boylarının Türgiş olmasından sonra Türgişlerin yaşadığı coğrafyada Türgiş adı bir anda kaybolmuş ve yerine aynı sahada birden Oğuz ismi öne çıkmıştır [3]
Türgişler Sarı Türgiş ve Kara Türgiş olarak farklı devletler kurmuşlardır.
Oğuz Kağan Destanı Ve Oğuzlar
Oğuz kelimesinin tarihsel süreç içerisinde net bir şekilde inceledik. Şimdi Oğuzların yani ok+uz’ların hanının destanını inceleyelim.
Oğuz Han’ın destan karakteri ve içerisinde tarihsel gerçeklikler barındırdığı çok açık.
Oğuz Kağan karakteri ortaya atılan tarihsel isim iddialarından Mo-Tu yani bizim dilimizle Mete ile bağdaştırılır. Oğuz Kağanın babası ve annesi ile yaşadığı sorunlar, Mo-Tu’nun da babası ve annesi ile yaptığı mücadele buna verilen ispat örneğidir.
Türklerin sözlü geleneği son derece mükemmel ve kuvvetlidir. Günümüze kadar ulaşan Alp Er sagusu bunun en iyi örneklerindendir. Sonraki zamanlarda hanlık, kağanlık, padişahlık yapmış kişilerin detaylı şekilde listelenip Oğuz Han’a oğulları yoluyla bağlanması ve bunun söylene söylene nesillere aktarılması da bu muazzam geleneğin göstergesidir.
Oğuz Kağan Destanının birçok Türk devleti dönemini ve uzun tarihsel süreci Oğuz Kağanın oğullarıyla beraber sembolleştirdiğini ama çok yüksek oranda da gerçeklik içerdiğini Oğuznâmelerden okuyoruz.
[1] Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu – İslam Öncesi Türk Tarihi ve Kültürü
[2] Prof. Dr. Ahmet Taşağıl – Çin Kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları
[3] Prof. Dr. Ahmet Taşağıl – Çin Kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları