Geçmişe kıyasla insanların elinde bulunan imkanlar çok fazla genişledi. Örneğin 1017 yılında dünyanın bir ucundan öteki ucuna gitmek için seyyah veya tüccar olmak gerekirdi. Bunun içinse bir ömür feda etmeniz lüzum ediyordu. Oysa şuan 2017 yılında global dünyada bir yerden bir yere gitmek için çok uygun fiyatlar ayaklarınız altında. Uçak piyasasının gelişmesi, hızlı tren-ultra hızlı tren teknolojisi sayesinde akıl almaz uzaklılar saatlere indi. Gelecekte daha fazla gelişecek bu teknoloji. Belkide hepimizin çocukluk hayali gerçekleşecek, ışınlanma teknolojisi ile dünya yeni bir çağa ilk adımını atacak…
Bilgiye ulaşmak içinde eski zamanlarda çok cefa çekmek lazımdı. Onca macerayı atlatıp taşradan bir büyük şehre ulaşmak, orada kütüphaneye erişip kitap okumak gerekirdi. Bunun içinse okuma bilmek gerekirdi elbette. Ancak okuma öğrenmek için ya asil bir aileden gelmek lazımdı, yada çok talihli olup okuma yazma bilen bir yardımsevere denk gelmek gerekirdi. Bütün bu şartları sağlasanız bile ulaşabileceğiniz kitap sayısı sadece adımlayabildiğiniz diyar kadardı. Tüccar ve seyyahlardan gittikleri diyarlardan kitap getirmesi için ücrette ödeyebilirdiniz. Birkaç yıla gelirdi tabiî…
Ancak savaşların yoğun olduğu bir çağdaysanız bilgiye ulaşmak, çok daha zordu. Çünkü sürekli saldırı tehdidi ve geçim sıkıntısından kafayı kaldırmak mümkün değil. Olsa bile eğer bir kızsanız okullarda bilgiye ulaşmak bile size yasak. Velhasıl eski zamanlar bir çok medeniyetin cahil oluşuna şaşmamak gerekir. Çünkü dediğim gibi bilgiye ulaşmak hakikaten çok zor.
Ancak bugün, asla cahil olarak kalmanız için bir bahaneniz yok. Afrika yada geri kalmış uzakdoğu ülkelerinden birinde değiliz. Coğrafya açısından Ortadoğu cehennemine yakın olduğumuz kadar Avrupaya’da yakınız. Herkesin ama herkesin 7’den, 77’ye kadar toplumumuzun tamamına yakını şuan bu yazıyı size ilettiğim akıllı telefonlara ve onun bize tanıdığı muazzam imkana sahip. Ellerimizde sahip olduğumuz bu üst düzey teknoloji bize tek bir tıklama ile ciltlerce kitap, kütüphanelerce bilgi sayıyor…
Bir düşünün! Nereden, nereye? Bir kitap için aylarca yürüyen, yıllarca gezinen hatta Halife Ali’nin tabiri ile “bir harf öğretene 40 yıl köle” olan insandan bugün tek bir tıklama ile tüm insanlık tarihini elinde toplayan insana… Hakikaten bu muazzam imkanı bir Ortaçağ insanına o vakitte haber versek bize zinhar inanmazdı, oysa bu imkan bugün avuç içimizde.
O kadar geliştik ki kitap almak bedava oldu. PDF ve ardıl teknolojileri sayesinde kitap alma ihtiyacı bile yok oldu. İnternet ağına yüklü kitapları saniyeler içinde telefona yüklüyorsunuz. Şuan bile benim telefonumda 2 lügat ve onlarca kitap bulunmakta.
Peki diğer alanlarda böyle mi? Eskiden sinamaya gitmek, tiyatroya gitmek bir elitizm, ayrıcalık simgesiyken bugün sadece bir fantezi durumunda. Çünkü herkesin evinde dilediğinde, dilediği filmi çeviren dilediğinde dilediği oyunu sahneleyen tiyatrolar girdi. TV teknolojisi sayesinde USB yada internet üzerinden dilediğiniz tiyatronun daha önce sahnelenip kayıt altına alınmış halini izleyebiliyorsunuz. İstediğiniz filmide aynı şekilde bir çok sinema kanalı yada alternatif çözümlerle izleme imkanına sahipsiniz.
Eskiden bir hoca softası çevresinde adam toplamak için diyar diyar gezerken şimdi bir dergi çıkartıyor, bir radyo kuruyor, belki birde TV, sonrasında ise internet sitesi dedik mi zaten kaydettiği videolar ve yazdığı makaleler her yere ulaşıyor.
Bir şarkıcının sevdiğiniz şarkısı için onun kasetini belli bir ücret ile kaydetmek? Hayır, 7/24 müzik gösteren Power Türk TV ve onlarcası zaten faal olmalı yüzlerce radyo ve sınırsız internet ağı size şarkı sunabilecek genişlikte.
Artık farklı ülkeleri öğrenmek içinde seyyah olup yollara düşmeye gerek kalmadı. Mesala İngiltere mi? Orada bu zamana kadar çekilen binlerce belgesel, sayısız kitap size dilediğiniz bilgiyi sağlayabilir. Hatta dünyada dönen bir çok savaş olayının sonucunuda hayal mahsulü “gizli örgütlere” bağlamaya gerek yok. IŞİD mi? Bunun hakkında bilgi almak internette IŞİD militanları ile konuşabiliyor, onlarla röportaj yapmak için gazeteci olmaya ihtiyaç duymuyorsunuz. Orada çekilen videolar ve sanal gezintiler, uydu görüntüleri ile dilediğiniz bir çok şeye ulaşabilmektesiniz. Yada evinizde, dünyada teknolojik aletlerin nasıl çalıştığını merak mı ettiniz? Youtube bir kaç cümle ile derdinizi anlatmanız kâfi. Anlamını bilmediğiniz bir terim, sözcük için lügat karıştırmaya gerek yok, tıklayın gelsin. Merak ettiğiniz bir kişi hakkında bilgi toplamak bile çok kolay. Yada hayatını araştırdığınız geçmişte yaşamış bir kişi…
Ve daha neler neler bu ellerimizde bulunan teknolojik cihazlarda. Bu cihazlar ile her türlü bilgiye ulaşmak çok kolay. İşte bu durumda hiç kimsenin cahil kalma gibi bir lüksü yok. Ellerimizde bu kadar yetenekli ve bize çok imkan tanıyan aletler hepimize bilginin kapılarını ardına dek açıyor. Yinede hala siz telefonunuzdan yada bilgisayarınızdan aylak aylak oyun oynamaya devam mı edeceksiniz? Hala o saçma sapan dizinizi izleyip tüm akşamınızı bir hiç uğruna mı harcayacaksınız?
Hayır, hayır! Cehalet en büyük ihanettir! Hemen sizde ilgi alanınız çerçevesinde araştırma yapmaya, bilgi denen silahı kullanmaya başlayacaksınız. Vakit kaybetmeyin derhal kendinizi sonsuz araştırma denizinin dalgarı arasına bırakın. En fazla bilgelik adlı bir kara parçasında uyanırsınız. Korkmayın boğulmazsınız.
Araştırın, bilgilenin, cahil kalmayın!
1 Yorum
Eline sağlık