Son dönemlerdeki siyasi olayları göz önünde bulundurarak, bu başlığı açmamın uygun olduğunu düşündüm. Zira bu durum ileriki dönemlerde de devam edeceği için, birkaç bir şey yazmak istedim.
15 Temmuz gecesini hatırlayalım. Darbe girişiminden önce, “ülkücülük nedir ?” , “ülkü ocakları nerededir ?“, “ülkücü camianın lideri kimdir?” gibi soruları sokaktan geçen herhangi bir kişiye sorsanız çok büyük bir ihtimalle cevap alamayacaktınız. Çünkü sorduğunuz kişi muhtemelen ülkücü olmadığını ifade edecekti.
Bir de darbe girişiminden sonrasına bakalım. Şu anda sokağa çıkıp birisiyle röportaj yapmak isteseniz ve görüşünü sorsanız birçok kişi, ülkücü olduğunu iddia edecektir. O kişiyle röportaj yaparken “ülkücülük nedir ?” , “ülkü ocakları nerededir ?“, “ülkücü camianın lideri kimdir ?” gibi soruları tekrar sorsanız, yine büyük ihtimalle cevap alamayacaksınız.
Yahu ideolojisinin ne olduğunu, kimin başında bulunduğunu bilmediğin bir görüşü nasıl benimseyebilirsin? Bu soruya cevap vermek zor.
Bir de diğer yandan düşünelim. Bu soruları sorduğunuz kişinin cevapları kolayca verebildiğini varsayalım. Çok muhtemeldir ki “eskiden” ülkücüdür ve bir o kadar muhtemeldir ki Ak Partilidir. 15 Temmuz öncesi “yeğenim bizde zamanında ülkücüydük ama Devlet Bahçeli gitmeden MHP ye oy vermem, koltuk sevdalısı bir bırakmadı partiyi.” diyen kişiler nedense bugünlerde, Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yan yana fotoğraflarını paylaşıyor. Artık Ak Partili olan herkes vatansever ve milliyetçi, Ak partili olmayan ise FETÖ’cü, Cehapeli ya da vatan haini oldu.
Daha düne kadar “Ne mutlu Kürdüm(!)“, “Ne mutlu Ermeniyim(!)” diye reklam çıkaranlar, bugünlerde Türkçülüğün öncülerinden Hüseyin Nihal ATSIZ’ın şiirlerinden alıntılar yapıyor. Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alanlar, şu anda ülkücüyü oynuyor.
Hadi bu oyunu oynayanları anladık, çıkarınız neredeyse o tarafa dönüyorsunuz. Peki bu kişileri destekleyenler, bir o yana bir bu yana kıvırmaktan dansöze dönen birini nasıl desteklerim diye kendilerine sormuyorlar mı? Onların sorgulama yetenekleri yok ki sorsunlar.
Birilerini desteklemek için her gün farklı kalıba girmenize hiç gerek yok. Bizler zaten sizlerin seviyesini bildiğimiz için, kıvırmalarınızı görmezden geliyoruz. Yıllardan beri oyunu birkaç paket makarnaya satıp, vatanına ve milletine en ufak katkısı bulunmayan, “Bize mi kaldı vatanı kurtarmak, ben kendi hayatıma bakarım” diyenlerin milliyetçiliğine lüzum yok.
Zaten onlar milliyetçi de değiller. Biliyoruz ki bu şahıslar göründükleri ya da anlattıkları gibi olmayan kişilerdir. Yeni moda milliyetçilik olduğu için milliyetçiyi oynuyorlar. Daha önceleri de gördüğümüz gibi, dönemin modasına göre Atatürkçülük, Laikçilik, Çağdaşçılık, Hümanistlik ve İslamcılık oynandı.
Şuanda ise milliyetçilik oynanıyor. Ama meraklanmayın bu da gelip geçici. Elbet dönem değişince modası da değişecek, rüzgârın yönü tersine dönecek, ve milliyetçilik yine bir kısım seviyesizler tarafından ayaklar altına alınacak.
Yine de bu duruma “milliyetçiler(!)” tarafından karşı çıkılacağını sanmıyorum. Bize, “madem yönetimi beğenmiyorsunuz, neden siyaset yapmıyorsunuz?” diye sallayanlar, milliyetçiliğin ayaklar altına alınmasını siyasetin bir parçası olarak görecek.
Bizler değil siyaset için, söz konusu canımız dâhi olsa davamızdan ödün vermez, savunduğumuz düşünce üzerinden kirli işler yürütmeyiz. Siyasetinizi de, koltuğunuzu da, makam ve mevkinizi de başınıza çalın, yeter ki şanlı davamızı pis ağzınızda kirletmeyin.
“Şerefliler taviz vermezler. Şerefin tavizi yoktur.”
1 Yorum
Ellerine sağlık