Ana Sayfa Genel Türkçülük Ve Osmanlı

Türkçülük Ve Osmanlı

0 Yorum 925 Görüntülenme

Türkçülük, Türk milliyetçiliğidir. Milliyetçiliğin dünyadaki en eski fikir akımlarından biri olduğu, Türklerin ise dünyanın en eski milletlerinden olduğu düşünülürse, Türkçülüğün çok eski bir mazisi olduğunu söyleyebiliriz.

Her ne kadar Türkçülük, bir isim altında faaliyetlerini sürdürmese de, yapılan icraatler bu fikrin var olduğunu kanıtlar nitelikte. Hatta bazı kaynaklar, Türkçülüğün Mete Han dönemiyle başladığını savunur.

Osmanlı Dönemine gelindiğinde, Türkler çoktan İslamiyet ile tanışmış ve yaşantılarının bir parçası halinde getirmişti. Türklerdeki cihan hakimiyeti isteği, İslamiyetteki gaza anlayışı ile birleşince, sınırları 3 kıtaya uzanan bir imparatorluk baş gösterdi.

Osmanlı İmparatorluğu Emperyalist ya da sömürgeci bir devlet olmadığından, yayıldığı coğrafyalardaki milletleri kendi bünyesine katmayı başardı. Müslüman ve çok uluslu bir devlet olmnası nedeniyle, zamanla Türk dışı etnik unsurlar Osmanlı İmparatorluğunun önemli makamlarında yer buldu.

Önce Yeniçeri Ocağının kurulmasıyla askeri sınıfa, daha sonra ise yönetici sınıfına dahil oldular. Durum böyle olunca, geçmişi binlerce yıla uzanan Türk Milliyetçiliğinin üzerine bir gölge düştü. Bu gölgeyi önceden fark eden Genç Osman, ne yazık ki aydınlığı getirecek meşaleyi yakamadan şehit edildi.

İlerleyen yıllarda bu gölge belirginleşmeye başladıysa da, siyasi durumlar padişahların elini kolunu bağladı. 18.Yüzyılın sonlarında gerçekleşen Fransız İhtilaliyle ve Osmanlının zayıflamasıyla, kendi milletlerini anca bulan etnik unsurlar, bir bir Osmanlıdan kopmaya başladı.

20.Yüzyıla gelindiği vakit iyice zayıflamış olan Osmanlı, Birinci Cihan Harbi ile karşı karşıya kalmıştı. Yıllardır süren savaşlar ve yanlış politikaların ardından, 1.Dünya Savaşında yenilmemiz sonucu imzalanan Sevr, koskoca İmparatorluğu Anadolu’ya hapsetti.

Bu dönemde, Halife tarafından yapılan Cihad çağrısına cevap gelmediği için İslamcılık düşüncesi büyük bir darbe yedi. Yıkılmanın eşiğine gelen İmparatorluğu kurtarmak için kimi görüşler ortaya atıldı. Türkçülük fikrinin bir isim altında faaliyete geçtiği zaman, bu dönemdir.

Önemli aydınlar çözümün Türkçülükte olduğunu biliyordu. Bu konuda Yusuf Akçura’nın yazmış olduğu Üç Tarz-ı Siyaset, fikir akımları hakkında bir rehber niteliğindedir. Eserinde Osmanlıcılık, Türkçülük ve İslamcılık fikirlerini, dönemin şartlarına göre değerlendirmiştir. Yaptığı objektif değerlendirmeler sonucu, üç fikir akımının da fayda ve zararlarından bahsetmiş, kendisinin Türkçülük fikrine eğilimli olduğunu ifade etmiştir. Dolayısıyla eseri “Türkçülüğün Manifestosu” ünvanını almıştır.

Yusuf Akçura’nın yanı sıra, Ahmet Vefik Paşa, Süleyman Paşa, Ziya Gökalp, Ali Suavi, İsmail Gaspıralı, Ahmet Hikmet Bey, Mehmet Emin Yurdakul, Hüseyinzade Ali Turan, Ahmet Ağaoğlu ve ismini sayamadığım nice aydın ve bilginler de, yazı ve propagandaları ile Kurtuluş Savaşının kıvılcımlarını çıkardılar. Bu kıvılcımlar, Mustafa Kemal Paşa ve şanlı Türk Ordusunun gücüyle, milletimizin dünyasını aydınlatacak meşaleyi yakmayı başardı.

0 Yorum

Yorum Yap