Ana Sayfa Genel İbn-i Sina’nın Eğitime Katkısı

İbn-i Sina’nın Eğitime Katkısı

0 Yorum 9890 Görüntülenme
ÖZET

Tanrı dünya üzerinde yarattığı nimetleri, güzellikleri, insanlar istifade etsin, varlık içinde yaşasın diye yaratmıştır ve azami derece faydalanabilmek içinde bütün yarattıklarından esirgediği zekâyı, aklı insana vermiştir.
İşte bunlardan biriside Türk bilim dünyasında öneme haiz Türk biliminin ünlü bilgini İbn-i Sina’dır. İbn-i Sina eğitim ve tıp alanında araştırma metotları oluşturmuştur. Kendisi tıp konusundaki önemli çalışmaları nedeniyle bu ilime büyük katkıda bulunmuş ve Batı dünyası onun ölümünden sonra eserlerini Latinceye çevirmek suretiyle Batı üniversitelerinde beş yüz yıl boyunca ders kitabı olarak okutulmasını beraberinde getirmiştir.
O aynı zamanda tıp ilminin yanı sıra deneye, gözleme, nedenleri araştırmaya dayanan bir eğitim-öğretim önermekle değeri yüz yıllar sonra anlaşılan ve Avrupalı bilimcilerce tekrar keşfedilen ve hiçbir zaman önemini yitirmeyecek bir pedagoji ilkesi ortaya koymuştur.
Bu çalışmada eğitim tarihi açısından bakıldığında pedagojiye etkin bir şekilde katkıda bulunmuş olan bu bilim adamının ilim, düşünce ve eğitim tarihinde yer almış olan eserleri, bilime katkısı, bilim sevgisi, eğitim ve öğretimde araç gereç kullanılmasının önemini ortaya koyup eğitim teknolojisinin kurucusu oluşu ve bilimsel araştırmaların arkasında bıraktığı büyük tarihi mirasın ışığında onun eğitim anlayışı irdelenmeye çalışılmıştır.
Anahtar kelimeler: Bilim, pedagoji, bilgin, eğitim tarihi, ilke, metodoloji

GİRİŞ

İbn-i Sina 11.yüzyılda yaşamış ve özellikle hekim olarak şöhret yapmış bilim insanıydı. O, 980 yılında Buhara’da doğmuştur. Hareketli yaşantısına Buhara’da başlayan İbn-i Sina öğrenme ve öğretme aşkı sebebiyle dünyanın çeşitli yerlerinde yaşamış ve yaşadığı her yerde bir yeniliğe imza atmıştır. (Kahya, E.1996) Meşhur İslam filozofu İbn-i Sina adı ile maruf Ebu Hüseyin Bin Abdullah Bin Sina, Avrupa’daki adı ile ‘’Avicenna’’ 10.yüzyılda Türkistan ve İran’da yaşamıştır. Küçük yaşta ilaçların sırrını öğrenmiş olan İbn-i Sina daha sonra fıkıh öğrenmeye başlamıştır. Ömrünün sonuna dek bilmeye olan hevesi hiç sönmemiş her koşulda bilimle olan bağını güçlü tutmuştur. (Dodurgalı, A.1995) İbn-i Sina’nın erken yaşlarda ileri düzeyde eğitim almaya başlamasının sebebi gerek annesi gerekse babasının eğitim seviyelerinin yüksek oluşuna ve içinde bulundukları çevrenin eğitim durumu ile bağlantılıdır. Evleri felsefe, geometri ve Hint matematiğinin sürekli konuşulup, tartışıldığı bir eğitim kurumu niteliğindeydi.(Tekin, Z.2007)

Çok hareketli bir hayat geçiren İbn-i Sina devlet adamları tarafından desteklenmiş olup, kendisi
bizzat yüksek idari mevkilerde görev yapmıştır. Onun birbirinden çok farklı konularla ilgilendiği
bilinmektedir. Bunlar arasında astronomi, fizik ve kimya sayılabilir. Ancak şüphesiz o her şeyden önce
bir hekim ve özellikle eğitimciydi.(Kahya, E. 1996) Bu nedenle onun düşünce, tıp ve eğitim tarihinde
çok önemli bir yeri mevcuttur. İlim konusunda Türk sınırlarını aşıp, namı dünyaya yayılmıştır. İbn-i
Sina’nın eğitime ilişkin bazı görüşleriyle de batıyı etkilediği ve bu nedenle yüzyıllar sonra ‘’Yeni
Eğitim’’ akımını başlatan ve geliştiren eğitimcilere ilham verdiği bilinmektedir.(Akyüz, Y. 2004)

İbn-i Sina’ya yaptığı çalışmalar ve üstün başarı hikâyesinin bir ödülü olarak Aristo ve Farabi’den sonra gelen
üçüncü öğretmen, üstat anlamında ‘’muallim-i Salis’’ unvanı verilmiştir.(Acıduman, A.2002).

A. İBN-İ SİNA’NIN EĞİTİME DAİR GÖRÜŞLERİ

A.1 ÇOCUK EĞİTİMİ
Farabi’den sonra üçüncü öğretmen unvanına haiz olan İbn-i Sina ‘’yeni eğitim’’ anlayışının da öncüsü
olmuştur. Fikir babası olduğu yenilikler yüzyıllar sonra bile, birçok bilim insanına ilham vermiştir.(pdrdav.blogcu.com)

Ona göre eğitim süreci doğum ile eş zamanlı başlayan bir süreçtir. Doğan çocuğun öncelikle babası tarafından güzel bir isimle adlandırılmasını vurgulamış, temizliğine dikkat edilmesi hususunun altını çizmiştir. Sütten kesilen çocuğun kötü huylar edinmeden eğitilmeye başlanmasının gerekliliğini savunmuş, iyi arkadaşlarla oynayan çocuğun iyi huylar edineceğini belirtmiştir.(forumsitesi.net) Çocuğa ve çocukluğa dikkat çeken İbn-i Sina’ya göre çocuğa küçük
yaşlarda büyük sorumluluklar uygulanmamalıdır. Altı yaşına gelen çocuğun okula gönderilmesi gerektiğini söylemiş, en az on dört yaşına kadarda okutulması gerektiğini vurgulamıştır. Okul sürecinde tüm sorumluluğun çocuğa yüklenmemesi konusunda ailelere dikkat çeken İbn-i Sina’ya göre çocuk eğitimden ne kadar sorumluysa aile de o kadar sorumludur.(göç, B.2004)

Buna ilaveten çocuk ne kendini disiplinden uzak hissetmeli nede onu bunaltacak kadar disipline edilmemelidir. Bu
noktada öğretmen çocuğa karşı küstahlık etmesine müsaade edecek kadar yumuşak davranmayacağı
gibi soru sormaya çekinir hale getirecek kadarda sert davranmamalıdır.(Şakar, S,2011)

Eğitim sürecinde geri dönütün üstünde duran İbn-i Sina’ya göre, çocukların hataları düzeltilmeli,
gerekiyorsa azarlanmalıdır fakat dayak en son çare olarak düşünülmelidir. Ona göre çocuğun
yanlışlarını düzeltmede aracılar ve öğütçülerden faydalanılabilirlik söz konusudur. Kötü huylarına
müdahale edilmeyen çocuk kızgın, hüzünlü, korkak, tembel ya da her şeye kayıtsız karmaşık bir kişilik kazanımı edinebilir.

Eğitim her aşamasında ise ısrarla üstünde durduğu en temel yöntemler kolaydan zora doğru giden bir
öğretim süreci, tekrar ve örneklemedir. Ona göre çocuğa aktarılan bilgiler örnek teşkil edecek
kavramlar içererek kalıcılığı sağlanmalı ve bilgiler tekrar yoluyla pekiştirilmelidir.(Karaosmanoğlu,
Y,1985)
Ünlü bilgini açıklığa kavuşturduğu bir diğer mesele ise çocukların sınıf farkına tabi tutulmadan
eğitimlerini eşit şartlarda tamamlamaları gerekliliğidir. Meşhur filozof İbn-i Sina her çocuğun statüsü
ne olursa olsun eğitilmesi gerektiğini şiddetle savunmuştur. Bu hususta zengin ve eşraf çocuklarının
da özel ders alarak yetiştirilmesini doğru bulmamıştır. Ona göre tek başına eğitilen çocuk bencil olur
çünkü çocuk arkadaşlarıyla birlikte eğitildiğinde onların haklarına saygı duyma alışkanlığı edinir.(Koç,
A.2009)
Eğitimin temel amacının mutluluğu bulmak ve bireyi topluma yaralı hale getirmek olarak
açıklayan İbn-i Sina’ ya göre üç tür eğitimci vardır. Aile reisi aile fertlerinin, öğretmen çocuk ve
gençlerin, devlet başkanı ise milletin eğitimcisidir ve her biri üzerine düşen görevi yerine
getirmelidir.(Akyüz, Y .2004)

A.2.AHLAK EĞİTİMİ

İbn-i Sina ahlak eğitimini eğitimin ilk aşaması olarak adlandırmıştır ve bu hususta nefs terbiyesi, yalandan kaçınma, fena işlerden sakınma olarak tanımladığı üç ilke belirlemiştir.(Akyüz, Y, 2004) O ahlak felsefesiyle ilgili görüşlerini geniş ölçüde ilahiyat çerçevesinde ele almıştır. Ona göre ahlak felsefesinin başlıca konuları; zevk-keder, seçim-karasızlık, mutluluk-haydutluk, iyilik-kötülük gibi kavram çiftleri açısından değerlendirilen insan davranışlarıdır.(İslam ansiklopedisi,1999) bu hususta filozof kötülüğü de bilgisizlik kötülüğü, keder kötülüğü ve metafizik kötülük olarak üç kısım ayırmıştır. Eğitimi tamamlanan çocuk yaradılışıyla birlikte getirdiği bir kötülük taşımıyor ise eğitim süreci
sonunda nefsini terbiye etmiş olup kendine ve topluma yaralı hale gelir.(Korucuk, M. 2009) Ahlaki davranışlar ve faziletlerin insanlarca benimsenmesi yolunda düşünce üretip çaba harcayan İbn-i Sina’ya göre ‘’insanlar fazilete değer vermiyorlar ve karanlıklar içinde yuvarlanıp gidiyorlar hâlbuki dünyaya geliş amaçları ilahi gücün verdiği ahlaki unsurları devreye sokarak doğruyu ve mutluluğu bulmaktır’’. (İslam düşüncesinde ahlak, 1989)
Ahlakı geniş çerçevede ele alıp açıklayan İbn-i Sina önce insanın cüz-i iradesini kabul etmiştir.
Davranışlarından insanın sorumlu olacağını, başkalarını kötü davranışlarını görerek kendisine çeki
düzen vermesi gereken insanın bu hususta aklın nimetlerinden faydalanılması gerektiğini
söylemiştir.(Çubukçu, İ.A. 2009)

Bu görüşler ışığında İbn-i Sina çocuğun ahlak eğitiminin küçük yaşta, iyi arkadaş edinilerek
başlatılamasına gerektiğine dikkat çekmiş, çocuğun yalnız çevresinin değil öğretmeninin de ahlaklı ve
dürüst olması gerektiğini vurgulamıştır.(Oktay, A.S, 2012)

B. İBN-İ SİNA’NIN EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ VE MÜFREDAT PROGRAMLARI

B.1. EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ

İbn- i Sina, Öğretmenin çocuğu tanıması ve onun gerek yetenek gerekse ilgi ve ihtiyaçlarını fark etmesi gerektiğini ileri sürmekle Rousseau’dan önce çok önemli bir pedagojik ilkeyi ortaya atmış, çocuklar arasında bireysel farklılıkları görmüş ve bunları göz önünde tutmuştur. İbn-i Sina bu noktada eğitim ve öğretimde araç- gereç kullanılmasının öğretimini başlı başına bir konu (sınai öğretim) kabul etmekle ‘’eğitim teknolojisi’’ nin kurucusu sayılabilir. Batıda ancak yüzyıllar sonra benzer görüşler ileri sürülmüş ve Batılı eğitimciler, yanlış olarak bu alanda öncü sayılmışlardır.(Akyüz, Y. 2004)

Ünlü Türk düşünür eğitim teknolojileriyle ilgili düşüncelerini altı başlık altında ortaya koymuştur.
-Zihin öğretimi: genel bir konuyu sebepleriyle birlikte örnekler vererek açıklamak.
-Sınai öğretim: öğretmenin öğretim sürecini araçlar kullanarak sürdürmesi ve araçların kullanımını
öğretmek.
-Telkini öğretim: eğitimde tekrar yöntemini kullanmak.
-Tedibi öğretim: çocuğa öğüt ve nasihat vermek.
-Taklidi öğretim: öğretmenin söylediklerini benimsemek (bunun için öğretmen güvenilir olmalıdır).
-Tenbihi öğretim: öğrenciye çevresinde karşılaştığı hadiseleri, bunların sebep ve sonuçlarını
öğretmek.(Karaosmanoğlu, Y. 1985)

İbn-i Sina’nın eğitimde yaptığı bir diğer yenilik ise ancak içinde bulunduğumuz yüzyılın başında
formüle edilebilen ‘’bilimsel yöntem’’ en önemli ögelerinden ikisi olan ‘’gözlem ve deneyin’’ bilimsel
bilgi edine yollarının temel taşı olduğunu belirtmesidir.(Çilenti, K. 1982)

B.2. MÜFREDAT PROGRAMLARI

Büyük bir Türk devleti olan ve ilk kez Türkçeyi resmi dil olarak kabul eden Karahanlı Devleti
zamanında yaşamış ve Karahanlı eğitimine katkı sağlamış olan İbn-i Sina dönemin müfredatına da yön
vermiştir.(Tekin, Z. 2007)

İbn-i Sina’nın fikir beyan edip öncülüğünü yaptığı müfredat programında okutulmuş olan dersler
öncelikle Kur’an, şeriat, dil, ahlaki şiirler, beden eğitimi, sanat ve meslek eğitimi, İslamın temel ilkeleri,
bilimin yararları ve üstünlüğü, cahilliğin kötülüğü, dil ve edebiyat dersleri olmuştur. Öte yandan İbn-i
Sina okuttuğu derslerin içeriğini de belirlemiş ve açıklamıştır.(turansam.org)

Ona göre çocuk öğrenimini gördüğü dersin öncelikle kolay basamaklarını tırmanmalı, öğrenme
ilerledikçe konu zorlaştırılmalıdır ve o bunu şu şekilde açıklar; çocuğa beden eğitimi dersinde
öncelikle yürüyüş, koşma, top oynama ve son olarak yüksek atlama yaptırılmalıdır. Çünkü yürümeyi
öğrenen çocuk koşmayı, koşmayı öğrenen çocuk bedensel hareketleri yapacak düzeye erişir.(Yaltkaya,
Ş. 2014)

C. İBN-İ SİNA’YA GÖRE MUALLİMİN ÖZELLİKLERİ

Eğitimde muallimin güvenilirliğinin ne denli mühim olduğunu açıklayan İbn-i Sina aynı zamanda muallimin taşıması gereken özellikleri de açıklığa kavuşturmuştur. Ona göre muallim öncelikle kendini eğitmelidir, çünkü o davranışlarıyla örnek teşkil eder. Bunun içinde şahsiyetini tanımalı ve terbiye etmelidir. İbn-i Sina’ya göre buda iç gözlem ile mümkündür. Ünlü filozof muallimin temel vasıflarını aşağıdaki maddelerde toparlamıştır.

-Akıllı olmak,
-Vakur, haysiyetli, onurlu ve şahsiyet sahibi olmak,
– Meslektaşlarını ve öğrencilerini sevmek,
-Dindar olmak,
-Görevini sevmek,
-Ahlaki davranışlar kazandırmada basiretli olmak,
-Çocuk yetiştirmede uzman olmak.
-Dış görünüşünde temiz ve tertipli olmak,
-İnsanların en önde gelenlerinde bile saygınlık uyandıran bir şahsiyete sahip olmak,
-Meliklere has davranışları kendisine mal etmiş olduğunu , herkesin bildiği bir kişi olmak.
-Görgü kurallarını uygun olarak yaşayan biri olarak bilinmek.(Dodurgalı, A. 1995)

D. İBN-İ SİNA’NIN ESERLERİ

Ünlü Türk düşünürü ve islam filozofu İbn-i Sina’nın pek çok eseri olmasıyla birlikte en önemli eserleri
arasında; El Kanun-i Fi’t-Tıb, Eş-şifâ, Kanun, El-Hidâye fi’l-Hikme, El-İşârât ve’t-Tembîhât adlı eserlerini
saymak mümkündür.(İsmail, G.K. 1954)

El Kanun-i Fi’t-Tıb: 1 milyon kelimelik 5 ciltli dev bir tıp ansiklopedisidir. Tıpla ilgili hemen her konuda
yeterli bilgi vermiştir. Bu yüzden dünya tıp eğitimine asırlarca hâkim olmuştur.. Kanun’daki tıbbî
bilgilerin çoğu bugün de geçerliliğini korumaktadır.(Adıvar, A.A. 1994)

Eş-şifâ: İbn-i Sînâ’nın en büyük ve en sistemli eseridir. Mantık, fizik, metafizik, ilahiyat, ekonomi,
siyaset ve mûsikîden bahseden 18 ciltlik muazzam bir eserdir.( Şemseddin, A. 1988)

Kanun: Bedenî ve ruhî hastalıkları tedavi ve şifa kitabıdır. Kanun da Şifa gibi asırlar boyu Batı´da ders
kitabı olarak okutulmuştur.(Bayraklı, B. 1989)

El-Hidâye fi’l-Hikme: Metafizik, tabiî ilimler ve mantıktan bahsetmiştir.(Bolay, M.N. 1988)
El-İşârât ve’t-Tembîhât: Tabipler pîrinin hayatının sonlarına doğru felsefî sisteminde yaptığı
düzeltmelere yer veren eserdir.(Cevizci, A.2000)

Sonuç itibariyle; Başat olarak bilime, eğitime, eğitimdeki yeniliklere önem veren İbn-i Sina gerek
gezgin gerek kaşif olmuş gittiği yerlerde bilimsel çalışmalar yapmış. Öğrenmiş ve öğretmiş bir filozof
olarak geçmişe ışık tutmakla kalmamış günümüzü de aydınlatmıştır ve aydınlatacaktır. Soy
bağlamında kökenleri ile ilgili net bir bilgiye ulaşılamamış olan Ibn-i Sina eserleri ve çalışmaları ile
dünya bilimine önemli bir miras bırakmıştır.

KAYNAKLAR
ACIDUMAN Ahmet , Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, Cilt 55 , S.2. Ankara 2002.
ADIVAR Abdülhak Adnan , Tarih Boyunca İlim ve Din , Remzi Kitap Evi , İsttanbul 1994.
AGAH ÇUBUKÇU İbrahim , Türk İslam Düşüncesi Hakkında Araştırmalar , Kültür Bakanlığı Yay. ,
Ankara 2012.
AKYÜZ Yahya, Türk Eğitim Taarihi M.Ö.1000 – M.S. 2004, Pegem Yayınları, İstanbul 2004.
BAYRAKLI Bayraktar , İslam da Eğitim , Bayraklı Yay., İstanbul 1989.
BOLAY N.Mehmet , İbn-i Sina, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.,Ankara 1988.
CEVİZCİ Ahmet, Felsefe Sözlügü, Paradigma Yay., İstanbul 2000.
ÇİLENTİ Kamuran, Bilimin Gelişimi içinde İbn- i Sina ve Eğitim Teknolojisi, Gül Yayınevi, Ankara 1982.
ÇAĞRICI Mustafa, İslam Düşüncesinde Ahlak, İstanbul 1989.
DODURGALI Abdurrahman , İbn- i Sina Felsefesinde Eğitim, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Yay.,
İstanbul 1995.
GÖÇ Burak , İbn-i Sina Bakış Açısıyla Eğitim , İstanbul 2014.
İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, Türk Diyanet Vakfı Yay. C.20. , İstanbul 1999.
İSMAİL Gürkan Kazım , Ebu Ali İbn- i Sina , İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Yay. , İstanbul 1954.
KAHYA Esin , İbn – i Sina El Kanun Fı’t Tıp , C.1 . Ankara 1996.
KARAOSMANOĞLU Yusuf , İbn-i Sina ve Eğitime Dair Pedegoji, Sızıntı Dergisi 1985.
KOÇ Aydın, İbn-i Sinanın Çocuk Bakımı , Sağlığı , Eğitim ve Öğretimi ile İlgili Görüşleri , Turan – Sam
2009.
KORUCUK Murat , İbn – i Sinanın Ahlak Anlayışı , Eğitişim Dergisi S.23, İstanbul 2009.
OKTAY Ayşe Sıdıka , “İbn – i Sinanın İlim , Felsefe Anlayışı ve Din Felsefe İlişkilerine
Yaklaşımı.”Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , S.15 , Isparta 2012.
ŞAKAR Savaş , İbn-i Sina’nın Eğitim Görüşleri , İstanbul 2011.
ŞEMSETTİN Abdülemir , El- Mezhebüt – terbevi inde İbn – i Sina , Beyrut 1988.
TEKİN Zeki ,Türk Eğitim Tarihi , Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama Merkezi , Ankara 2007.
www.forumsitesi.net/tarih-din.
www.pdrdav.blogcu.com/türk-eğitim-tarihi/5362119.
YALTKAYA Şerafeddin , İbn – i Sina Kitabı , Büyüyen Ay Yay. , İstanbul 2014.

0 Yorum

Yorum Yap