Ana Sayfa Genel Bir Ankete Cevaplar

Bir Ankete Cevaplar

0 Yorum 994 Görüntülenme

1)Bir Türkçü olarak Türkçe’nin en önemli sorunları arasında neleri görüyorsunuz?

2)Türkçe’ye dair üzerinde durulup çalışılması gereken konu sizce nedir?

3)Türk diliyle ilgili merak ettiğiniz bir konu var mı?

4)Sizce yabancı diller Türkçe’yi tehdit ediyor mu? Ediyorsa buna karşı nasıl önlemler alınmalı?

5)Sizce “yabancı kökenli” sözcükler Türkçe’den atılmalı mıdır?

Cevaplar

1-) Türkçülük, dilde başlar. Bir Türkçü’nün ilk olarak kendi diline hâkim olması ve Türk diline gereken önemi vermesi gerekir.

Daha eski devirlerde Türkçe’ye gereken önem -az veya çok- verilmiş, verilmeye çalışılmıştır. Türkçe’nin, zamanındaki birçok sorunu aşıp bugüne gelmesi, dile verilen önem sayesinde mümkün olmuştur.

Kaşgarlı Mahmud, “Divanü Lügatit Türk” adlı eseriyle Türkçe’nin ilk sözlüğünü hazırlamış ve Türkçe’nin gayet üstün,olgun ve köklü bir dil olduğunu kanıtlamıştır.

Ali Şir Nevaî, “Muhakemet’ül Lügateyn” (İki Dilin Karşılaştırılması) adlı eseriyle o yıllardaki Farsça etkisinin önüne geçmeye çalışmış , Türkçe’nin Farsça’dan üstün olduğunu anlatmıştır.

Karamanoğlu Mehmet Beğ, Türkçe’den başka bir dilin konuşulmamasını şart koşmuştur.

Eski devirlerde bilhassa edebiyat alanında Arapça ve Farsça etkisinin çokça görülmesine rağmen Türkçe, saray ve ordu dili olmuş, her zaman korunmuştur.

Osmanlı Devletinin son zamanlarında yine Türkçüler (Ziya Gökalp,Ömer Seyfettin vs.) dilde sadeleşme girişimlerine hız kazandırmışlardır.

Son olarak Başbuğ Atatürk’ün çalışmalarıyla Türk dili, iki büyük sorununu yani alfabe ve yabancı kelime ağırlıklı dil sorununu tamamen bitirmiştir.

Bu örneklerden anlaşılacağı üzere Türkçe, birçok sorunu Türkçe’ye önem verenler (genellikle Türkçüler) sayesinde atlatmıştır.

Türkçe’nin asıl ve en büyük meselesi, gereken önemi görmemesi, bir kenara itilmesi ve basit bir meseleymiş gibi algılanmasıdır. Bu hatalar daha birçok farklı sorunu beraberinde getirmektedir.

Önem gösterilmeyen bir varlık; unutulmaya, silinmeye ve yok olmaya mahkûmdur.

2-) Hemen hemen herkes Türkçe’nin, bazı sorunlarla boğuştuğunu bilmekte ve söylemektedir fakat herkes bildiği hâlde çoğu kimse bu sorunların üzerine düşmemektedir.

Dilimizin nasıl, ne şekilde kullanıldığı sosyal medyadan kolaylıkla anlaşılabilir.
Kelimelerde kısaltmalar yapıldıkça, dil anlaşılmaz bir hâle gelip basitleştirilmektedir.

Bu yüzden öncelikle Türkçe’nin birtakım sorunlar edinmesinin önüne geçilmeli, Türkçe’nin hak ettiği değer ve önem, herkese kavratılmalıdır.

Sorunlardan arınmış, yabancı dillerin boyunduruğundan kurtulmuş, güçlü bir duruma gelmiş olan Türkçe, elbette dünyanın en asil ve en güzel dilidir.

Türkçe’nin korunması sorumluluğu, başta Türkçüler olmak üzere bütün Türklere aittir.

3-) Eski Türk yazıtları ile ilgili konuları merak ediyorum.

4-)Türklere karşı her zaman bir tehdit olmuş olan yabancı milletler, dilleriyle de Türkçe’yi tehdit etmektedir.

İnsanlardaki aşağılık duygusu, başkalarına hayran olmayı tetikler.

Yabancı dillerin, Türkçe’yi tehdit etmesini önlemek için birçok alanda yabancı dillerin öneminin azaltılması gerekir.

Meselâ günümüzde İngilizce dersinin verilmesi, ilkokul çağına kadar inmiştir. Bu, çocukların küçük yaşlarda yabancı dile özenmesine sebep olmaktadır.

Yabancı bir dil öğrenmek, elbette lüzumlu bir şeydir fakat o dile hayranlık besleyip kendi dilini bir kenara atmak dil açısından tehlikelidir.

Bu yabancı tehdit unsurunu önlemek için eğitim alanından başlanması yerinde olur. Yabancı dil öğretiminin kısmîleştirilmesi ve okullarda yabancı dillerin daha geç öğretilmesi sağlanırsa bu yabancı dil etkisi büyük ölçüde azaltılabilir.

5-)Bugün kullanımda olan, Türkçeleşmiş ve dilden atılması zorlaşmış kelimelerin dilde kalmasında bir sakınca yoktur.

Kullanımda olmayan ve Türkçe’de karşılığı bulunan yabancı kökenli kelimeler atılmalıdır.

Türkçe’de bir karşılığı bulunmayan kelimeler için de uydurma ve gülünç olmamak şartıyla yeni Türkçe kelimeler türetilebilir.

Dipçe: Türkçe ile ilgili hangi konuda araştırma yapılması gerektiğini tespit edebilmek adına Berkant Parlak tarafından yapılan bir ankete verilen cevaplardır.

 

0 Yorum

Yorum Yap